199Sonra insanların sökün ettiği yerden sökün edin. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. "Sonra insanların sökün ettiği yerden sökün edin": Hazret-i Âişe şöyle demiştir: Kureyşliler ve onların dininden olanlar - ki, bunlara humus denirdi - Arafe akşamında Müzdelife’de vakfeye durur ve: Biz Beytullah’ın sakinleriyiz, derlerdi. Arapların kalanları ile halk ise Arafat’ta vakfeye dururlardı; işte âyet bunun üzerine indi. Zeccâc şöyle demiştir: Onlara humus denmesi dinlerindeki şiddetten dolayıdır. Hamaset, her şeyde şiddet göstermektir (fanatiklik). Burada insanlardan kimin kastedildiği hususunda da dört görüş vardır: Birincisi: Onlar humusun dışındaki bütün Araplardır. Hazret-i Âişe hadisi de bunu göstermektedir. Urve, Mücâhid ve Katâde de bu görüştedirler. İkincisi: Buradaki insanlarla murat edilen İbrahim aleyhisselam’dır, bunu da Dahhâk b. Müzahim demiştir. Üçüncüsü: İnsanlardan murat, Âdem’dir, bunu da Zührî demiştir. Ebû’l - Mütevekkil, Ebû Nehik ve Muvarrık el - îcli, ye ile "enasiy” okumuşlardır. Dördüncüsü: Onlar Yemen ve Rebia halkıdır. Çünkü onlar Arafat’tan sökün ederlerdi, bunu da Mukâtil demiştir. Bununla muhatap olanlar hakkında da iki görüş vardır: Birincisi: O, Kureyş'e hitaptır, bunu cumhûr, demiştir. İkincisi: O, bütün Müslümanlara hitaptır. Bu da yukarıda geçen insanlardan Hazret-i Âdem veya Hazret-i İbrahim kastedilmiştir, diyenlerin görüşüne uyar. Buradaki ifada lâfzın zahirinden anlaşılan ifadadır ki, kurban sabahı Müzdelife’den yapılan ifadadır. Ancak müfessirlerin çoğunluğu bunun Arafat’tan olan ifada olduğunu söylerler. Kelâmın zahiri ise buna müsaade etmez. Nasıl: "Arafat’tan ifada ettiğiniz zaman” sonra Arafat'tan ifade edin, denir? Tefsircilerin dediğinin yorumu ise şöyledir: Bunda takdim ve tehir vardır, takdiri şöyledir: Sonra insanların sökün ettiği yerden siz de sökün edin, Arafat’tan sökün ettiğiniz zaman da Allah’ı zikredin. Gafûr, aziz ve celil olan Allah’ın isimlerindendir. Gafertüşşey’e denir ki, bir şeyi kapattım demektir. Sanki gafur da kulunu rahmetiyle örten veya kullarının günahların, örten demektir. Caftır bağışlaması bol olan demektir çünkü mef ül kalıbı çoklukta mübalağa içindir, meselâ sabur, darub ve ekul gibi. |
﴾ 199 ﴿