20

Eğer seninle tartışırlarsa, de ki:

"Ben bana tabi olanlarla beraber kendimi Allah’a teslim ettim". Kendilerine kitap verilenlere ve ümmilere:

"Müslüman oldunuz mu?” de. Eğer Müslüman olurlarsa, doğru yolu bulmuşlardır. Eğer yüz çevirirlerse, sana ancak tebliğ etmek düşer. Allah kullarını hakkıyle görendir.

"Fe in haccuke": Eğer seninle tartışır ve hasımlık ederlerse.

Mukâtil: Yahudileri; İbn Cerir de İsa hakkında Necran Hıristiyanlarını kastetmiştir, demiştir. Bu ikiden başkaları da: Yahudilerle Hıristiyanlardır, demişlerdir.

"Kendimi/ yüzümü Allah’a teslim ettim":

Ferrâ’: Manası, amelimi ihlasla yaptım demektir, demiştir.

Zeccâc da: İbadetimle Allah’ı kasdettim, demiştir.

"Ve menittebani": Medineliler ve Basralılar vakıfta değil de vasılda yeyi ispat etmiş (ye üzerine durmuş)lardır. İbn Şünbuz, Kunbul’dan bunu nakletmiştir. İbn Şünbuz ve Ya’kûb yenin üzerine vakfetmişlerdir.

Zeccâc şöyle demiştir: Bence en güzeli Kur’ân’daki imlaya tabi olmaktır. "Vemenittebani", "velein ahharteni", "Rabbi ekremen” ve "Rabbi ehahen” gibi yenin hazfedildiği yerler iki kısımdır:

Birincisi: Nunla olandır ki, eğer âyet başı ise dilciler yeyi hazfetmeyi câiz görmüşlerdir. Onlar âyet sonlarına fasıla ismini verirler. Bunu şiirde de câiz görmüşlerdir. Şair A’şa şöyle demiştir:

Nice yüzü ekşi, kalbi öfkeli vardır ki,

Ona intisap ettiğim zaman hoşlanmazlar,

Ölüm korkusu ile ülkeyi dolaşmam,

Beni ölümden korur mu?

Ama âyet sonu veya kafiye olmazsa, çoğunluk yeyi ispat eder, düşürmezler. Düşürülmesi de güzeldir, hele nunla olursa. Çünkü

"ittebeani"nin aslı

"ittebeai"dir. Aynın fethasını kurtarmak için nun ilâve edilmiştir. Nunla beraber kesre, yenin yerine geçer. Ama nun olmazsa, meselâ ğulami ve sahibi gibi, en iyisi yeyi atmamaktır. Atmak da az olmakla beraber nun olmadığı zaman câizdir, hâza ğulami, kad cae ğulamî, gibi. Ğulami de yenin fethası da sükunu da câizdir. Çünkü kesre onu gösterir.

"Kendilerine kitap verilenlere, de ki,": Yahudilerle Hıristiyanları kastediyor.

"Ümmilere de": Bunlar Arap müşrikleridir. Bu ismin açıklaması Bakara suresinde geçmiştir.

"Müslüman oldunuz mu?”

Ferrâ’: Bu sorudur, emir manasınadır, demiştir, tıpkı:

"Son verdiniz mi?” kavlinde olduğu gibi. (Maide: 91)

Nasih ve mensuh Âlimleri bu âyette ihtilaf etmişlerdir; bir grup onun muhkem olduğuna ve bundan maksadın da onu sevmeyenin yanında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in nefsini teskin etmek olduğuna kail olmuşlardır. Çünkü durmadan onların iman etmelerini istiyor, icabet etmemelerinden acı duyuyordu. Bir grup da bundan maksadın tebliğle yetinme olduğuna kail olmuşlardır ki, bu da kılıç âyetiyle neshedilmiştir.

20 ﴿