113Eğer üzerinde Allah’ın lütuf ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir bölük seni şaşırtmak isterlerdi. Onlar ancak kendilerini şaşırtırlar. Sana hiçbir şeyle zarar veremezler. Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş, sana bilmediğini öğretmiştir. Allah’ın senin üzerindeki lütfü büyüktür. "Eğer üzerinde Allah’ın lütuf ve rahmeti olmasaydı": İniş sebebi için iki görüş vardır: Birincisi: O, Tu’me ve kavminin kıssasıyla ilgilidir, şöyle ki, onlar onun durumunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e karıştırdılar. Bu da İbn Saib yoluyla İbn Abbâs’ın görüşüdür. İkincisi: Sakif heyeti Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldiler: Savaşa katılmamak, öşür vermemek ve bir sene Uzza putuna tapmak üzere sana biat etmeye geldik, dediler. O da kabul etmedi, bu âyet bunun üzerine indi. Bu da Dahhâk rivâyetinde İbn Abbâs’ın görüşüdür. “Allah’ın lütuf ve rahmeti” nden ne murat edildiği hususunda da iki görüş vardır: Birincisi: Peygamberlik ve masumiyettir. İkincisi: İslâm ve Kur’ân’dır. Bu iki görüş İbn Abbâs’tan rivayet edilmiştir. Mukâtil de şöyle demiştir: Eğer Allah, Tu’me’nin durumunu sana açıklayarak ve seni Kur’ân'lâ hainleri tasdik etmekten çevirerek sana lütfetmeseydi, içlerinden bir grup seni şaşırtmak isterlerdi. Ferrâ’ da: Mana: Kad hemmet şeklindedir, demiştir (yani gizli kad edatı vardır, demek istemiştir. Mütercim). Eğer: Nasıl "eğer Allah’ın senin üzerinde lütuf ve rahmeti olmasaydı bir grup seni şaşırtmak isterdi?” denebilir ki, gerçekten de istemiştir? "denirse, cevabı şöyledir: Eğer Allah’ın senin üzerinde lütuf ve rahmeti olmasaydı, o istedikleri şeyin tesiri senin üzerinde görülürdü. O gruba gelince: İbn Saib’in, İbn Abbâs’tan rivâyetine göre,'Tu’me’nin kavmidir, Dahhâk’in rivâyetine göre de Sakif heyetidir. Şaşırtmada da iki görüş vardır: Birincisi: Kararda yanıltmadır. İkincisi: Haktan saptırmadır. Zeccâc da şöyle demiştir: Onlar ancak kendilerini şaşırtırlar, çünkü onlar sapıkların amellerini işlerler; dolayısıyla sapıklık da onlara döner. "Kitap” ise, Kur’ân’dır. "Hikmet"te de üç görüş vardır: Birincisi: Vahiy ile hüküm vermektir, bunu İbn Abbâs, demiştir. İkincisi: Helâl ve haramdır, bunu da Mukâtil, demiştir. Üçüncüsü: Kitaptakini açıklamak, doğruyu ilham etmek, aklına doğru cevabı getirmektir. Bunu Ebû Süleyman Dımeşki, demiştir. "Sana bilmediğini öğretti": Kavli üzerinde üç görüş vardır: Birincisi: O, şeriattir, bunu da İbn Abbâs ile Mukâtil, demişlerdir. İkincisi: Öncekilerin ve sonrakilerin haberleridir, bunu da Ebû Süleyman, demiştir. Üçüncüsü: Kitap ve hikmettir, bunu da Maverdi, zikretmiştir. "Allah’ın senin üzerindeki lütfü büyüktür": Bunda da üç görüş vardır: Birincisi: İman ihsan etmesidir. İkincisi: Peygamberlik ihsan etmesidir, bu ikisi İbn Abbâs’ın görüşüdür. Üçüncüsü: Bu geneldir, Allah’ın ona özel olarak verdiği bütün lütufları içine alır. Bunu da Ebû Süleyman, demiştir. |
﴾ 113 ﴿