119"Onları kesinlikle saptıracağım, onları kuruntulara boğacağım ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar; onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler". Kim Allah’tan başka şeytanı dost edinirse, açık bir şekilde ziyan etmiştir. "Onları kesinlikle saptıracağım": İbn Abbâs: Doğru yoldan saptıracağım, demiştir. Başkası da: Onun davetten başka saptırma olanağı yoktur, demiştir. "Onları kuruntulara boğacağım": Kavlinde de dört görüş vardır: Birincisi: O, insanlara verdiği yalan haberdir. İbn Abbâs şöyle demiştir: Onlara: Cennet yoktur, cehennem yoktur, öldükten sonra dirilme yoktur, der. İkincisi: O Tevbeyi geciktirmeleridir, bu da İbn Abbâs’tan rivayet edilmiştir. Üçüncüsü: O ahirette hayır şansına nail olacaksınız diye onları vehme kaptırmasıdır. Bunu da Zeccâc, demiştir. Dördüncüsü: O temennileri onlara süslemesidir, bunu da Ebû Süleyman Dımeşki, demiştir. "Fe-leyübettikünne âzânel en'âmi": Katâde, İkrime ve Süddi şöyle demişler: O Bahire denen devenin kulağını yarmaktır. Zeccâc şöyle demiştir: "Yübettikünne"nin manası: Yarmaktır, betektüşşey’e ebtükühu betken denir ki, bir şeyi kesmektir. Betekehu ve beteke, kataahu ve kataat ile aynı manayadır. Bu da Bahire devesinde olurdu; cahiliye zamanında bir deve beş karın doğurur da beşincisi erkek olursa o devenin kulağını yarar, artık ondan istifade etmezlerdi. Ne sudan ne de meradan uzaklaştırılmazdı. Yorgun bir kimse ona rastlaşa üzerine binmezdi. İblis, bu davranışın onlar için Allah’a yakınlık olduğunu yaldızlamıştı. Allah’ın yarattığını değiştirmede de beş görüş vardır: Birincisi: O, Allah’ın dinini bozmadır, bunu İbn Ebi Talha, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Hasen - bir rivayette - Caid b. Müseyyeb, İbn Cübeyr, Nehaî, Dahhâk, Süddi, İbn Zeyd ve Mukâtil böyle demişlerdir. Dini değiştirmenin: Haramı helâl etme, helali haram etme olduğu da söylenmiştir. İkincisi: O erkeği eneyerek/iğdiş ederek Allah’ın yarattığını değiştirmedir, bunu da İkrime, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Bu ayıı zamanda Enes b. Malik’ten de rivayet edilmiştir. Katâde ile İkrime’den bu iki görüşün benzeri rivayet edilmiştir. Üçüncüsü: O, dövme yaparak Allah’ın yarattığını değiştirmedir, bu da İbn Mes’ûd ve bir rivayette de Hasen’in görüşleridir. Dördüncüsü: O, Allah'ın emrini değiştirmedir, bunu da Ebû Şeybe, Atâ’’dan rivayet etmiştir. Beşincisi: O, güneşe, aya ve taşlara tapma, haram ettikleri hayvanları haram saymalarıdır. Halbuki bunlar, başka değil, onlardan istifade etmek için yaratılmıştır. Bunu da Zeccâc, demiştir. "Kim şeytanı Allah’tan başka veli edinirse": “Veli” üzerinde de iki görüş vardır: Birincisi: O, Rab manasınadır, bunu da Mukâtil, demiştir. İkincisi: Dostluktan (muvalalattan) gelmektedir, bunu da Ebû Süleyman Dımeşki, demiştir. Eğer biri: "İblis, sonuçları nereden bildi de, onları mutlaka saptıracağım, dedi; A’raf 17’de: "Onların çoğunu şükredenler olarak bulamayacaksın” dedi; İsra 62’de de: "Mutlaka onların kökünü kazıyacağım” dedi?” denilirse, buna üç türlü cevap verilir: Birincisi: Bu onun zannıdır, zannı da gerçekleşmiştir. Bu hususta Allahü teâlâ şöyle demiştir: "İblis onlara zannını gerçekleştirdi". (Sebe7:20) Bunu da Hasen ile İbn Zeyd, demişlerdir. Bu zatının sebebinde de iki görüş vardır: Birincisi: O, Allahü teâlâ ona: "Yemin ederim ki, senden ve sana tabi olanlardan, hepinizden cehennemi mutlaka dolduracağım” (Sad: 85) deyince, maksadına nail olacağını anladı. İkincisi: O, Âdem’in ayağını cennetten kaydırınca: Bunun zürriyeti ondan daha zayıftır, dedi. İkincisi: Mana: Bu hususta onu teşvik edecek ve bunun için var gücümle çalışacağım, demektir, yoksa o, gaybı biliyordu, demek değildir. Bu da İbn Enbari’nin görüşüdür. Üçüncüsü: Onun, halkın çoğunun şükretmeyeceğini Allah'ın meleklere bildirmesi ile bilmiş olması da câizdir. Bunu da Maverdi, demiştir. Eğer: "Neden bir kısmı ile yetindi? "Belli bir kesim” dedi ve "çoklarını şükredenler olarak bulamaycaksın"; "ancak pek azı” dedi?” denirse, buna da üç türlü cevap verilir: Birincisi: Daha önce açıkladığımız gibi, halkın geleceğini melekler tarafından bilmiş olması câizdir. İkincisi: O, Âdem den her istediğini elde edemeyince, evlatlarının bir kısmına umut bağladı ve bir kısmından da umudunu kesti. Üçüncüsü: O cennet ve cehennemi gözüyle görünce, ikisine de gelecek olanları bildi, beli, kesim demekle de cehenneme gireceklere işaret etti. |
﴾ 119 ﴿