171

Ey kitap ehli, dininizde haddi aşmayın. Allah’a karşı haktan başka bir şey söylemeyin. Ancak Meryem oğlu İsa Mesih, Allah’ın elçisidir, Meryem’e attığı (ulaştırdığı) bir söz ve kendisinden bir ruhtur. Artık Allah’a ve Peygamberlerine iman edin; İlâhlar "üçtür” demeyin. Kendi hayrınıza olarak buna son verin. Ancak Allah bir tek İlâhtır. Çocuğu olmaktan O’nu tenzih ederiz. Göklerde ve yerde ne varsa, O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.

"Ey kitap ehli, dininizde haddi aşmayın":

Mukâtil şöyle demiştir. Bu âyet, Necran Hıristiyanları, Seyyid, Akıb ve bu ikisinin yanındakiler hakkında inmiştir.

Cumhûr ise: Bu Âyetten Hıristiyanların kasdedildiği hususunda müttefiktir. Hasen Basri de: Yahudi ve Hıristiyanlar hakkında, indi, demiştir. Guluv: İfrat ve haddi aşmadır. Galassa’ru de: Fiyatların yükselmesidir.

Zeccâc da şöyle demiştir: Guluv: Haksızlıkta ileri gitmektir. Hıristiyanların İsa hakkında aşırı gitmeleri, bazılarının: O Allah’tır, bazılarının da o: Üçün üçüncüsüdür, demeleridir. Hasen’e göre de, Yahudilerin aşırı gitmeleri: O (İsa) veled-i zinadır, demeleridir. Bazı Âlimler de: Dininizde ilaveler zorluklarla haddi aşmayın, demişlerdir.

"Allah’a karşı haktan başka bir şey söylemeyin": Yani: Allah’ın ortağı veya oğlu veyahut eşi (zevcesi) vardır, demeyin.

"Mesih’in, "kelime"nin manasını da Al-i Imran suresinde anlatmış bulunuyoruz.

"O’nun ruhudur” ifadesinde de yedi görüş vardır:

Birincisi: O, beden ruhlarından bir ruhtur. Übey b.

Ka’b şöyle demiştir: Allahü teâlâ Âdemoğullarından söz alınca İsa da o ruhlardan biri idi, onu Meryem'e gönderdi, ondan da hamile kaldı.

İkincisi: Ruh, üfürmedir, ona ruh demesi, Cebrâil’in Meryem’in iç çamaşırına üfürmesindendir. Şair Zürrimme’nin beyti de bu manayadır:

Onu (ateşi) ağzına yaklaştır ve ona ruhun (nefesin)le üfür,

Onu iyice harlandır, dedim.

Üçüncüsü: (Kendisinden bir ruhtur) sözünün manası, Allah’ın diriltmesiyle bir diridir, demektir.

Dördüncüsü: Ruh, rahmettir, mana da: Ondan bir rahmettir, olur.

"Kendisinden bir ruhla destekledi” (Mücadele: 22) kavli de böyledir.

Beşincisi: Burada ruh Cebrâil’dir, mana da. Onu Meryem’e Allah attı, atan da onun ruhu (Cebrâil) dir. Bu üç görüş Ebû Süleyman Dımeşki’ye aittir.

Altıncısı: Kur’ân’a ruh denilmiştir. Bunu da Kadı Ebû Ya’lâ zikretmiştir.

Yedincisi: Ruh vahiy demektir, Allahü teâlâ Meryem’e onunla müjde vermek için vahyetti, Cebaril’i de onu gömleğine üfürmekle görevlendirdi, Bunu da İsa’nın zatına: Ol, demekle vahyetti ve oldu.

"Melekleri emrinden ruhla indirir” (Nahl: 2) âyeti de böyledir ki, vahiyle indirir, demektir. Bunu da Sa’lebî, demiştir.

"O'ndan” ifadesi de şereflendirmek için bir izafettir, meselâ: Beytullah (Allah'ın Ev)i denmesi gibi. Şu da buna yakındır:

"Göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendinden size müsahhar etti". (Casiye: 13)

"Vela tekulu selasetün":

Zeccâc: Selasetün gizli mübtedanın haberi olarak merfudur: Alihetüna salasetün demek olur, demiştir.

"Ancak Allah bir tek İlâhtır": Yani İlâh sadece birdir.

"Sübhaneh": Bunun manası da, O’nu evlat edinmekten tenzih etmektir.

Ebû Süleyman şöyle demiştir:

"Allah vekil olarak yeter": Halkının kayyumu ve işlerinin idarecisi olarak yeter.

171 ﴿