97Allah; Beyt-i Haram’ı, haram ayı, kurbanlıkları ve tasmalı kurbanlıkları insanlar için bir dayanak kıldı. Bu da Allah’ın göklerde ve yerde olanları hakkıyle bildiğini anlamanız içindir. "Allah Kabe’yi kıldı": Yani oluşturdu, demektir. Ona Ka’be denilmesinde iki görüş vardır: Birincisi: Dörtgen şeklinde olduğu için, bunu İkrime ile Mücâhid, demişlerdir. İkincisi: Yüksek ve yukarı olduğu için, Kaabetil mer’etü kaâbeten vehiye kaibün denir, genç kızın memeleri tömermek manasınadır. Ev’e haram denilmesi de onun yanında avın haram olup otunun yolunmamasından, ağacının kesilmemesinden ve saygısının büyük olmasındandır. Bey’tin haram olmasından maksat, haremin diğer bölgeleridir, nitekim: "Ka’be’ye ulaşan hediye kurban” denilmiştir ki, hareme ulaşan demektir. Kıyam ise: kıvam manasınadır. İbn Âmir, elifsiz olarak kıyemen okumuştur. Ebû Ali de şöyle demiştir: Bu iki türlü yorumlanır: Ya şiba’ gibi masdar yapılır yahutta elif niyette olduğu halde hazfedilmiştir, tıpkı memdudun maksur okunması gibi. Kelâmın manasında da altı görüş vardır: Birincisi: O din için dayanak ve hac için alâmettir. Bunu İbn Ebi Talha, İbn Abbâs'tan rivayet etmiştir. İkincisi: Ona yönelenin işinin dayanağıdır, bunu da el - Avfi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Katâde de şöyle demiştir: Bir adam bütün cinâyetleri işlese de sonra oraya sığınsa, ona dokunulmaz. Üçüncüsü: Dinin ayakta durması için dayanaktır, hac yapıldıkça ve ona dönüldükçe yeryüzünde din devam eder. Bunu da Hasen, demiştir. Dördüncüsü: Dinin de dünyanın da dayanağıdır, bunu da Ebû Ubeyde, demiştir. Beşincisi: İnsanlar için dayanaktır, emredildikleri farzı orada yerine getirmeleri için. Bunu da Zeccâc, demiştir. Altıncısı: Yanında yaptıkları ticaretten elde ettikleri kazançla maaş ve geçimlerinin dayanağıdır, bunu da bazı müfessirler, demiştir. Haram aya gelince, ondan maksat, haram aylardır. O aylarda birbirlerinden emin olurlardı. Bu da kendileri için bir dayanak idi. Aynı şekilde bir adam Ka’be’ye bir kurban hediye etse yahut devesine gerdanlık takarsa idi, nereye gitse emin olurdu. Allah bu şeyleri onlara duydukları saygıdan dolayı insanlar için korunak kıldı. "Bu da bilmeniz için": İbn Enbari bununla işaret edilen şeyler üzerinde dört görüş zikretmiştir: Birincisi: Allahü teâlâ bu surede peygamberlerin haberlerine dair çok gaiplerden bahsetti, insanları Yahudi ve münafıkların hallerinden haberdar etti ve: Bu da bilmeniz için, dedi: Yani Allah’tan size verdiğim gayb haberleri şunu göstermektedir ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir ve ona hiçbir şey gizli kalmaz. İkincisi: Araplar haksız yere kan döker, haksız yere mal alır ve katilden başkasını öldürürlerdi. Haram şehre girince veya haram ay girince adam öldürmekten vaz geçerlerdi. Mana şöyledir: Allah Ka’be’yi emniyet mahalli, haram ayı emniyet zamanı kıldı; eğer cahiliyede korkunun olmadığı bir vakit olmasa idi, helak olurlardı. Bu da Allah’ın göklerde ve yerlerde olan şeyleri bildiğini gösterir. Üçüncüsü: Allah belli aylarda insanların kalplerini Mekke’ye çekti, oraya ulaştıkları zaman halkı da onlarla beraber geçinirlerdi. Eğer bu olmasa idi açlıktan ölürlerdi. Çünkü onlara neyin yarayacağını Allah biliyordu. Bundan da Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini çıkarmaları lazımdır. Dördüncüsü: Allah Mekke’yi güven yeri, haram ayı da güven zamanı kıldı, vahşi ceylan hareme girse insanlara alışır, köpekten kaçmaz, köpek de onu kovalamaz. Harem hududundan çıkınca köpek onu kovalar, o da köpekten ürker. Kuş da haremde insanlara alışır, Beytullah'a yakın mesafeye kadar uçar, ona yaklaştığı zaman ondan sapar ve ona hürmeten üzerinden uçmaz. Ona bir ağrı geldiği zaman şifa bulmak için kendini Beytullah’ın damına atar. O mekan ve o aydaki bu acaiplikler Allah’ın göklerde ve yerlerde olan şeyleri bildiğini gösterir. |
﴾ 97 ﴿