111

Eğer onlara melekleri indirsek, onlara ölüleri konuştursak ve her şeyi kefiller olarak grup grup toplasa idik, Allah dilemedikçe yine de iman etmezlerdi. Fakat onların çokları cahillik ediyorlar.

"Eğer onlara melekleri indirse idik":

iniş sebebi şudur: Alay edenler Mekke halkından bir grup halinde Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldiler: Bize ölüleri dirilt de onlara, dediklerinin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu soralım yahut melekler göster de senin Resûlüllah olduğuna şahitlik etsinler veyahut Bize Allah’ı ve melekleri bölük bölük getir, dediler. Bunun üzerine bu âyet indi. Bunu Ebû Salih, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Âyetin manası şöyledir: Eğer onlara melekleri istedikleri gibi indirsek veya ölüler onlarla konuşsa da senin peygamberliğine şahitlik etseler,

"haşerna": Toplasak,

"her şeyi onlara": Yani dünyada,

"grup grup, yine de Allah dilemedikçe iman etmezlerdi". Böylece imanın dilemesiyle olacağını, yoksa kendilerinin zannettikleri gibi istedikleri zaman iman edeceklerini, istemedikleri zaman da iman etmeyeceklerini zannettikleri gibi olmadığını haber vermiştir.

"Kıbelen": İbn Âmir ile Nâfi kafin kesri ve benin fethi ile "kıbelen” okumuşlardır.

İbn Kuteybe de manasının: Gözle görmek olduğunu söylemiştir.

İbn Kesir, Ebû Amr, Âsım, Hamze ve Kisâi de, kafin ve benin zammesiyle "kubulen” okumuşlardır.

Manasında da üç görüş vardır:

Birincisi: O, kabil’in çoğuludur, sınıf ve bölük demektir.

Mana da: Onlara her şeyi sınıf sınıf toplasa idik olur. Bunu Mücâhid demiş, Ebû Ubeyde ile

İbn Kuteybe de tercih etmişlerdir.

İkincisi: O yine kabil’in çoğuludur, ancak o kefil, demektir.

Mana da: Her şeyi onlara toplasak da senin dediğinin doğruluğuna kefil olsalar demektir.

Ferrâ’ da bunu tercih etmiştir. Ona şöyle itiraz edilmiştir: Meleklerin inmesine ve ölülerin konuşmasına iman etmezlerse, senin sözün demek olan kefaletle hiç iman etmezler. Buna da: O toplanan şeyler kefil olsa da konuşmayan şeyler konuşsa, bu da apaçık bir âyet olurdu, diye cevap vermişlerdir.

Üçüncüsü: O, karşılaşmak manasınadır; o zaman mana şöyle olur: Her şeyi onlara toplasak da onlarla karşılaşsalar. Bunu da İbn Zeyd, demiştir.

Ebû Zeyd de şöyle demiştir: Lakıytü fülanen kıbelen ve kabelen ve kubulen ve kabilen ve kabeliyyen ve mukabeleten, denir ki, hepsi birdir, o da yüz yüze gelmektir.

Ebû Ali de şöyle demiştir:

Ebû Zeyd’in dediğine göre Kur’ândaki bu kelimeler her ne kadar lâfızları farklı olsa da birdir, aynı manayadır.

"Ancak onların çoğu cahillik ediyorlar":

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Bu şeylerin ancak Allah’ın dilemesiyle olacağında cahillik ediyorlar.

İkincisi: Bütün âyetler getirilse yine de iman etmeyeceklerini bilmiyorlar.

111 ﴿