88Kavminden büyüklük taslayanlar: "Ey Şuayb, elbette seni ve seninle beraber iman edenleri mutlaka çıkaracağız yahut dinimize dönersiniz” dediler. O da: "İstemesek de mi?” dedi. "Yahut bizim dinimize dönersiniz": Dinleri de şirktir, çok ilâhcılıktır. Ferrâ’ şöyle demiştir: "Leteudünne "deki lamı yeminin cevabı gibi kılmıştır, o da şart manasınadır. Konuşmada bunun örneği şöyledir: Vallahi leardibenneke ev tukırru li, manası: Allah’a yemin ederim ki, seni döveceğim meğerki suçunu ikrar edesin, yahutta Mana şöyledir: Suçunu ikrar edinceye kadar seni döveceğim. "Dedi: İstemesek de mi?": Yani ona girmek istemesek de mi bizi dininize girmeye zorlayacaksınız?! Buradaki hemze istifham içindir. Eğer: "Nasıl, yahutta dinimize dönersiniz” dediler, hâlbuki Şuayb hiçbir zaman onların dinine girmiş değildi ki, ona dönsün?” denilirse, buna iki şekilde cevap verilir: Birincisi: Onlar Şuayb’e hitap ederken yanındaki kâfirleri kastedince, onlara hitap etmekle Şuayb’e de hitap etmiş oldular ve onlar çoğunluk, o ise azınlık olduğundan onu da onların içine kattılar. İkincisi: Mana şöyledir: Yahutta dinimize dönersiniz, buradaki dönme başlama manasınadır, meselâ: Filandan bana kötülük döndü, denir ki, daha önce ona hiç kötülük etmemiş olabilir. Şair de şöyle demiştir: Eğer günler bana bir defa iyilik etmiş olursa, Onlara da günahlar dönmüştür. Bunu da Bakara suresi: 210’da "ve ilallahi turceul umur” kavlinde şerh etmiş idik. Bu iki cevabın manasını Zeccâc ile İbn Enbari zikretmişlerdir. |
﴾ 88 ﴿