201Şüphesiz sakınan kimselere şeytandan bir fit / vesvese dokunursa, iyice düşünürler; hemen onlar (gerçeği) görürler. "Ve iza messhüm taifün": İbn Kesir, Ebû Ubeyde ve Kisâi, elifsiz olarak: "Tayfun” okumuşlardır. Nâfi, Âsım, İbn Âmir ve Hamze de, elif-i memdude ve hemze ile: "Taifün” okumuşlardır. İbn Abbâs, İbn Cübeyr, Cahderi ve Dahhâk, şeddeli ye ve elifsiz olarak: "Tayyifün” okumuşlardır. Taif ile tayyif aynı manaya mıdır yoksa farklı mıdırlar, bunda da iki görüş vardır: Birincisi: Onlar aynı manayadır, bunlar da hayal gibi, gözünün önünden geçen şeydir. Bu, Ferrâ’’dan hikaye edilmiştir. Ahfeş de şöyle demiştir: Tayf, Arap dilinde taiften daha çoktur. Şair de şöyle demiştir: Ey kavim, o uzaktaki, nazlı ve baygın bakışlı Kadının hayali (tayfi) ne kadarda hoştu! İkincisi: Taif, bir şeyin etrafında dolaşan ve tavaf edendir. Tayf ise: Kaçıklık, vesvese akıldan geçen hatıradır. Bu da Ebû Amr'dan aktarılmıştır. İbn Abbâs’tan da şöyle dediği rivayet edilmiştir: Taif: Şeytanın fitidir; tayf ise, öfkedir. İbn Enbari de şöyle demiştir: Taif, tayften gelir, fail veznindedir. Tayf de dilcilere göre: Şeytanın dürtüsüdür. Mücâhid de onun öfke olduğunu iddia etmiştir. "İyi düşünürler": Bunda da üç görüş vardır: Birincisi: Günahlara niyet ettikleri zaman Allah'ı iyice düşünür, onları terk ederler. Bunu da Mücâhid, demiştir. İkincisi: Allah'ın onlara açıkladığı delil ve kanıtları iyi düşünürler. Bunu da Zeccâc, demiştir. Üçüncüsü: Allah’ın gazabını iyi düşünürler, Mana da şöyledir: Şeytan onları helâl olmayan şeye sürüklediği zaman Allah’ın gazabını düşünür, geri çekilir ve düşünmekle hata yerlerini hemen görürler. |
﴾ 201 ﴿