8-ENFAL SÛRESİ

Medine’de inmiştir.

75 ayettir.

Medine’de inmiştir, bunda da icma vardır. Maverdi, İbn Abbâs’tan yedi âyetin Mekke'de indiğini nakletmiştir, başı

"Ve iz yemkürü bikellezine keferu

"dur. (Enfal: 30)

Bismillahirrahmanirrahim

1

Sana ganimetlerden sorarlar. De ki: Ganimetler Allah'ın ve Resul’ünündür. Allah’tan korkun ve aranızı düzeltin. Eğer mü’minler iseniz Allah’a ve Resul’üne itâat edin.

"Sana ganimetlerden sorarlar":

İniş sebebinde üç görüş vardır:

Birincisi: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Bedir savaşında: "Kim birini öldürürse onun için şöyle şöyle vardır; kim birini esir alırsa, onun için şöyle şöyle vardır, dedi. Yaşlılar, sancakların altından ayrılmadılar; gençler ise vuruşmaya ve ganimetlere koşuştular.

Yaşlılar ihtiyarlara: Bizi de sizinle ortak edin, çünkü size destek idik, dediler. Onlar da kabul etmediler. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e başvurdular; bunun üzerine Enfal suresi indi. Bunu İkrime, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir.

İkincisi: Sa’d b. Ebi Vakkas, Bedir savaşında bir kılıç elde etti: Ya Resûlallah, bunu bana bağışla, dedi. Bunun üzerine bu âyet indi. Bunu Mus’ab b. Sa’d, babasından rivayet etmiştir.

Başka bir rivayette de Sa’d şöyle demiştir: Said b. el - As’ı öldürdüm, kılıcını alıp Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e getirdim: Götür onu toplanan ganimetlerin içine at, dedi. Ben de döndüm, içimde öyle bir şey vardı ki, onu ancak Allah bilir. Az bir şey gitmiştim ki, Enfal suresi indi: "Git, kılıcını al, dedi. 1

1 - İmam Ahmed, Müsned, 1/180.

Süddi şöyle demiştir: Sa’d ile başka birkaç kişi bu kılıç üzerinde dava ettiler; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e sordular; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de onlardan aldı. Bunun üzerine bu âyet indi.

Üçüncüsü: Ganimetler Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e ait idi, kimsenin onlarda bir şeyi yoktu. Bazıları ondan kendilerine bir şey vermesini istediler, bunun üzerine bu âyet indi. Bunu da İbn Ebi Talha, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir.

Enfal'dan ne kastedildiği hususunda da altı görüş vardır:

Birincisi: Onlar ganimetlerdir, bunu İkrime, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş; Hasen, Mücâhid, Atâ’, İkrime, Dahhâk, Ebû Ubeyde, Zeccâc, İbn Kuteybe ve diğerleri de böyle demişlerdir. Enfal’ın tekili: Nefeldir. Şair Lebid şöyle demiştir:

Allah’tan korkmak en büyük nefel (vergi ve lütuf)tur,

Yavaşım da hızım da Allah’ın izni iledir.

İkincisi: Onlar, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in katile maktulün üzerinden çıkan eşyadan verdiğidir.

Üçüncüsü: Onlar, müşriklerden Müslümanlara savaşmadan kalan mallardır. Bunu da Atâ’, demiştir. Bu ve bundan önceki görüş, yine İbn Abbâs’tan rivayet edilmiştir.

Dördüncüsü: Onlar, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in ganimetten aldığı beşte bir hissedir. Bunu da Mücâhid, demiştir.

Beşincisi: Onlar, öncü süvari birliğinin ganimetidir, bunu da Ali b. Salih b. Hay, demiştir. Hasen’den de: Onlar, ordunun önünde giden akıncıların elde ettiği ganimetlerdir.

Altıncısı: Onlar, devlet başkanmın bazı mülahazalarla bazı askerlere özel olarak verdiği şeylerdir. Bunu da Maverdi, zikretmiştir.

Âyette geçen

"an” edatı hakkında da iki görüş vardır:

Birincisi: O fazladır, mana da: Sana ganimetleri sorarlar şeklindedir. Sa’d b. Ebi Vakkas, İbn Mes’ûd, Übey b. Ka’b ve Ebû’l - Âliyye,

"an"i atarak:

"Yeselunekel enfale” şeklinde okumuşlardır.

İkincisi: Asildir (zait değildir),

Mana şöyledir: "Sana ganimetlerden, onlar kimindir?” diye sorarlar. Yahut: Ganimetlerin hükmünü sorarlar,

İniş sebebinde bu iki görüşle ilgili şeyleri anlatmış bulunuyoruz. Onların hükmünü sormaları, ganimetin önceki ümmetlere haram olmasındandır.

Nasih ve mensuh Âlimleri bu âyette ihtilaf etmişler; bazıları: Bu, bir açıdan nesh edici, bir açıdan da mensuhtur, demişlerdir. Şöyle ki, ganimetler, geçmiş peygamberlerin şeriatlerinde haram idi. Allah da onu bu âyetle neshetti. Ganimet işini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in görüşüne bıraktı. Sonra da bunu:

"Bilin ki, ganimet olarak aldığınız şeylerin beşte biri Allah’ın’dır...” kavli ile neshetti. (Enfal: 41)

Diğerleri de: Enfal’dan iki şey kastedilmiştir, demişlerdir:

Birincisi: O, bazı yiğit ve öncü askerlere Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in onların dürüstlüğünü kazanmak ve onları savaşa teşvik etmek amacıyla verdiği şeylerdir.

İkincisi: Ganimet bölüşüldükten sonra artan şeylerdir, nitekim İbn Ömer’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bizi bir askeri birlikle gönderdi, biz de deve elde ettik. Her birimize onar deve düştü. Bize birer deve de fazladan verdi. Buna göre âyet muhkemdir; çünkü bu hüküm, şu günümüze kadar (hicri altıncı asır) geçerlidir.

Ganimet elde etmeden önce hibe vermek de câizdir; bu da devlet başkanınım Kim bir şey elde ederse kendisinindir, demesidir. Bu cumhûrun görüşüdür. Ganimet elde edildikten sonrasında ise İmam Ahmed’ten iki görüş vardır. Başkan böyle bir şart koymazsa maktulün üzerinden çıkan şeyleri katil hak eder mi?

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Hak eder, bunu da Evzai, Leys ve Şâfiî, demişlerdir.

İkincisi: Hak etmez, ordunun ganimeti olur, bunu da Ebû Hanife ile Malik, demişlerdir.

İmam Ahmed’ten de önceki iki görüş gibi iki rivayet vardır.

"De ki: Ganimetler Allah'ın ve Resul’ündür": Onlar istedikleri hükmü verirler.

"Allah’tan korkun": O'na muhalefeti terk ederek.

"Aranızı düzeltin":

Zeccâc: Aranızı düzeltin demek: Gerçek teması sağlayın, demiştir. Âyette geçen

"beyn": Temas manasınadır, tıpkı:

"Lelcattekattaa beyneküm” (En’am: 94) kavlinde olduğu gibi.

Sonra bu kelâmdan ne murat edildiği hususunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Güçlünün zayıfa havale edilmesidir, bunu da Atâ’, demiştir.

İkincisi: Allah’a ve Resul’üne teslim olarak çekişmeyi terk etmektir.

"Allah’a ve Resul'üne itâat edin": Yani ganimet ve diğer hususlarda size emredileni kabul edin.

1 ﴿