101

Çevrenizdeki bedevilerden münafıklar vardır.

Medinelilerden de nifak üzerinde idman yapanlar vardır. Sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük azaba döndürülürler.

"Çevrenizdeki bedevilerden münafıklar vardır":

İbn Abbâs şöyle demiştir: Bunlar Müzeyne, Cüheyne, Eşlem, Ğıfar ve Eşca kabileleridir. Onlarda Müslüman olduktan sonra münafıklar vardı.

Mukâtil de: Yurtları Medine’nin çevresinde idi, demiştir.

"Ve min ehlil medineti meredu alennifaki":

İbn Abbâs: Onlar münafıklığın eğitimini almış ve onda sebat etmişlerdir, demiştir. Abdullah b. Übey, Ced b. Kays, Cülas, Muattib, Vahvah ve Ebû Amir er - Rahib de bunlardandır.

Ebû Ubeyde şöyle demiştir: İnat edip nifak üzerinde alıştırma yaptılar. Bu: Temerrede fülanün kavlinden gelir. Şeytanün merid de bundandır ki, inatçı ve azgın demektir.

Eğer: Nasıl "vemin ehlil medineti meredu” dedi, hâlbuki konuşurken: Minelkavmi meredu denilmez?” diye itiraz edilecek olursa, buna üç türlü cevap verilir:

Birincisi: ikinci

"min"in birinciye dönük olmasıdır, takdir de şöyle olur: Ve mimmen havleküm minelarbai ve min ehlil medineti münafikun. Daha sonra da

"meredu” diyerek yeni cümle başlatmıştır.

İkincisi: Kelâmda söylenmeyen söz vardır, takdiri şöyledir: Ve min ehlil medineti men meredu. Bu durumda

"min” ona delalet ettiği için

"men” gizlenmiştir. Meselâ:

"Vema minna illâ lehu makamün malum” (Saffat: 164) kavlinde olduğu gibi ki: illâ men lehu makamun malum demek istemiştir. Buna göre söz

"münafikun” lâfzında biter.

Üçüncüsü:

"Meredu” münafikun’e bağlıdır, takdiri de şöyledir: Ve min ehlil medineti münafikune meredu. Bu cevapları İbn Enbari zikretmiştir.

"Sen onları bilmezsin":

Bunda da iki yorum vardır:

Birincisi: Onları biz sana bildirinceye kadar sen onları bilmezsin.

İkincisi: Akibetlerini bilmezsin.

"Onlara iki kere azap edeceğiz":

Bunda da on görüş vardır:

Birincisi: ilk azap dünyadadır, o da münafıklıkla rezil olmalarıdır, ikinci azap da kabir azabıdır. Bunu da İbn Abbâs demiş ve şu rivayette bulunmuştur: Bir gün Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem hutbe okumaya kalktı: Ey filan, sen çık, sen münafıksın ve ey filan, sen de çık, sen de münafıksın, dedi ve onları rezil etti.23

İkincisi: Birinci azap onlara had cezası tatbik etmektir, İkincisi kabir azabıdır. Bu da yine İbn Abbâs’tan rivayet edilmiştir.

Üçüncüsü: iki azaptan biri onlardan alman zekattır. Ötekisi de kendilerine emredilen cihattır. Bunu da Hasen, demiştir.

Dördüncüsü: Açlık ile kabir azabıdır. Bunu da Şibl, Ebû Necih aracılığı ile Mücâhid’ten rivayet etmiştir. Ebû Mâlik de böyle demiştir.

Beşincisi: Açlık ve öldürülmedir, bunu da Süfyan, İbn Ebi Necih aracılığı ile Mücâhid’ten rivayet etmiştir.

Altıncısı: Öldürme ve esir edilmedir, bunu da Ma’mer, İbn Ebi Necih kanalı ile Mücâhid’ten rivayet etmiştir.

Katâde de: Öldürülme ve tutsaklıktır, demiştir.

Yedincisi: Onlara açlıkla iki kere azap edildi. Bunu da Husayf, Mücâhid’ten rivayet etmiştir.

Sekizincisi: Onların dünyadaki azabı mal ve evlatlardaki musibetlerle ahiretteki de ateş iledir. Bunu da İbn Zeyd, demiştir.

Dokuzuncusu: Birincisi ölüm anındadır; melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurur. İkincisi kabirde münker ve nekir iledir, bunu da Mukâtil b. Süleyman, demiştir.

Onuncusu: Birincisi kılıç iledir, İkincisi de ölüm anındadır. Bunu da Mukâtil b. Hayyan, demiştir.

"Sonra büyük bir azaba döndürülürler": Yani cehennem azabına.

101 ﴿