2

Şüphesiz biz, onu Arapça bir Kur’ân olarak indirdik ki, akıl erdiresiniz diye.

"Şüphesiz biz onu indirdik (inna enzelnahu)":

Hu zamirinde iki görüş vardır:

Birincisi: O, kitaba râcîdir, bu da cumhûrun görüşüdür.

İkincisi: Yûsuf kıssasına râcîdir, bunu da Zeccâc ile İbn Kasım zikretmişlerdir.

"Arapça bir Kur’ân olarak": Kur’ân’ın manasını ve türevini Nisa suresi, âyet: 82’de zikretmiş bulunuyoruz. İnsanlar Kur’ân’da Arapça'nın dışında bir şey olup olmadığında ihtilaf etmişlerdir; bizim görüşümüz odur ki, onda Arapçadan başka bir kelime yoktur.

Ebû Ubeyde şöyle demiştir: Kim Kur’ân’da Arapçadan başka kelime olduğunu iddia ederse, Allah’a karşı büyük konuşmuş olur, demiş ve:

"Şüphesiz biz onu Arapça bir Kur’ân yaptık” (Zuhruf: 3) âyetini delil getirmiştir. İbn Abbâs, Mücâhid ve İkrime’den ise onda Arapçadan başka kelimeler bulunduğu rivayet edilmiştir;

meselâ "siccil", "mişkat", "yemm", "tur", "ebarik", "istebrak” vs. gibi.

Ben şeyhimiz dilci Ebû Mansur'dan şöyle okudum:

Ebû Ubeyd şöyle demiştir: Bunlar Ebû Ubeyde’den daha bilgindirler; onlar bir şey söylemiş, o ise onlara muhalefet etmiştir. İnşallah ikisi de haklıdır; şöyle ki, bu kelimeler Arapçaya başka dillerden girmiştir; sonra Araplar o kelimeleri dillerinde konuşunca onların Arapçalaştırmasıyla Arapça olmuştur. Onlar asıllan itibarı ile yabancı ise de bu durumuyla Arapçadırlar. Bu izah her iki görüşün de doğru olduğunu gösterir.

"ki, akıl erdiresiniz diye":

İbn Abbâs: Anlarsınız, demiştir.

2 ﴿