3Biz bu Kur’ân'ı sana vahyetmekle kıssaların en güzelini sana anlatacağız. Şüphesiz sen bundan önce gafillerden idin (bundan haberdar değildin). "Biz sana kıssaların en güzelini anlatacağız": İniş sebebini sözün başında anlattık, bunun özel bir sebebi de vardır, o da Said b. Cübeyr’den rivayet edilmiştir: Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabı Selman’nın yanında toplandılar: Bize Tevrat'tan anlat; çünkü onda güzel şeyler vardır, dediler. Bunun üzerine Allahü teâlâ: "Sana kıssaların en güzelini anlatacağız” âyetini indirdi. Yani Kur’ân kıssaları Tevrat’takinden daha güzeldir, demektir. Zeccâc, mana şöyledir, demiştir: Biz sana onu en güzel şekilde açıklayacağız. Kâss: Kıssayı doğru olarak anlatan, demektir. "Bima evhayna ileyke": Sana bu Kur’ân’ı vahyetmekle demektir. Âlimler şöyle demiştir: Yûsuf kıssasına kıssaların en güzeli denilmesi şundandır; çünkü onda peygamberlerden iyi kimselerden, meleklerden, şeytanlardan, davarlardan, kralların yaşantılarından, kölelerden, tüccarlardan, bilginlerden, erkeklerden, kadınlardan ve onların fendlerinden, tevhitten (Allah'ın birliğinden), fıkıhtan, sırdan, rüya tabirinden, siyasetten, iyi geçimden, ev idaresinden, eziyete sabretmekten, ağır başlılıktan, onûrdan, hikmetten ve daha birçok acayip şeylerden bahsedilmiştir. "Ve in künte": "İn” hakkında iki görüş vardır: Birincisi: O, kad (gerçekten) demektir. İkincisi: Olumsuzluk edatıdır. "Ondan önce” İbn Abbâs: Kur’ân'ın inmesinden önce, demiştir. "Gafillerden": Yûsuf kıssasını ve kardeşlerinin ona yaptıklarını bilmekten gafillerden. |
﴾ 3 ﴿