16-NAHL SÛRESİ

Mekke’de inmiştir, 128 ayettir.

İniş sebebi

Mücâhid, Atıyye ve İbn Ebi Talha, İbn Abbâs’tan onun Mekki olduğunu rivayet etmişlerdir. Hasen, İkrime ve Atâ’’dan da onun tamamının Mekki olduğu rivayet edilmiştir. İbn Abbâs bir rivayette şöyle demiştir: Hamza’nın öldürülmesinden sonra:

"Ve in akabtüm feakıbu bimisli ma ukıbtüm bih” (Nahl: 126) inmiştir. Bir rivayette de şöyle denilmiştir: O, Mekki’dir, ancak üç âyeti Medine’de inmiştir, onlar da şunlardır:

"Vela teşteru biahdillahi semenen kalilen... ya’melun” (Nahl: 95 - 97).

Şa’bî de şöyle demiştir: Hepsi Mekkidir, ancak

"ve in akabtüm...” (Nahl: 126 - 128) âyetleri hariç.

Katâde de şöyle demiştir: O, şu beş âyetin dışında Mekki’dir:

"Vela teşteru biahdillahi semenen kalilen...” (Nahl: 95, 96)

"Vein akabtüm...” (Nahl: 126)

İbn Saib de şöyle demiştir: O, beş âyetin dışında Mekkidir:

"Vellezine haceru fillahi min badi ma zulimu..."; (Nahl: 41)

"sümme inne rabbeke lillezine haceru min badi ma fütinu...” (Nahl: 110)

"ve in akabtüm...” (Nahl: 126)

Mukâtil de şöyle demiştir: Şu beş âyetin dışında Mekki’dir:

"Sümme inne rabbeke lillezine haceru..."; (Nahl: 110)

"men kefere billahi min badi imanihi...” (Nahl: 106)

"vellezine haceru fillahi..” (Nahl: 41)

"ve darabellahu meselen karyeten kanet amineten..."; (Nahl: 112)

"vein akabtüm...” (Nahl: 126) Cabir b. Zeyd de şöyle demiştir: Nahl’in başından kırk âyet Mekke’de indi, kalanı Medeni’dir. Hammad da Ali b. Zeyd’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Nahl suresine: Niam (nimetler) suresi denilirdi, çünkü onda nimetler çok sayılmıştır.

Bismillahirrahmanirrahim

1

Allah’ın emri geldi; artık onu acele istemeyin. O, onların şirk koştukları şeylerden münezzehtir, yücedir.

"Etâ emrullahi": Hamze ile Kisâi, imale ile okumuşlardır (etey).

İniş sebebi:

"İkterebetissaatü” (Kamer: 1) âyeti inince, kâfirler birbirlerine: Bu, kıyametin yakın olduğunu iddia ediyor; yaptığınız bazı şeyleri durdurun, hele bakalım, dediler. Bir şeyin inmediğini görünce: Biz bir şey görmüyoruz, dediler. Allahü teâlâ da:

"Ikterebe linnasi hisabuhum” âyetini indirdi. (Enbiya: 1) O zaman korktular ve kıyametin yakın olduğunu beklediler. Günler uzayınca: Ya Muhammed, bizi korkuttuğun şeylerden bir şey görmüyoruz, dediler. Allahü teâlâ da bunun üzerine:

"Eta emrullahi” âyetini indirdi; Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem sıçradı, insanlar da başlarını göğe kaldırdılar; bunun üzerine

"fela tastaciluh” (acele etmeyin) âyeti indi; onlar da rahatladılar. Bunu İbn Abbâs, demiştir.

"Etâ": Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: O, ye’ti (gelir) manasınadır, nitekim: Sana hayır geldi, sevin, dersin, yani gelecektir, demektir. Bunu İbn Kuteybe, demiştir.

Şahidi de şunlardır:

"Ve nada ashabul cenneti” (A'raf: 44);

"ve izkalellahu ya İsa” (Maide: 116) vb.

İkincisi: Etâ, karube (yaklaştı) manasınadır,

Zeccâc şöyle demiştir: Allahü teâlâ onun gelmiş kadar yakın olduğunu bildirmiştir.

Üçüncüsü:

"Etâ” mazidir, mana ise: Allah’ın bazı azabı geldi, demektir ki, o da başlarına gelen kıtlık ve açlıktır.

"Artık onu acele istemeyin": Geçmişte indiği gibi gelecekte de inecektir. Bunu da İbn Enbari, demiştir.

"Allah’ın emrin"inden ne murat edildiği hususunda da beş görüş vardır:

Birincisi: O, kıyamet saatidir, bu da İbn Abbâs’ın yukarıda verdiğimiz görüşüne göredir.

İbn Kuteybe de böyle demiştir.

İkincisi: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in çıkmasıdır. Bunu Dahhâk, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Yani onun çıkışı kıyamet alâmetlerindendir.

İbn Enbari şöyle demiştir: Allah’ın kıyamet alâmetlerinden olan emri geldi; artık kıyametin kopmasını acele etmeyin.

Üçüncüsü: O, hükümlerle farzlardır, bunu da Dahhâk, demiştir.

Dördüncüsü: Allah'ın azabıdır. Bunu da İbn Enbari zikretmiştir.

Beşincisi: Müşriklerin tehdididir. Bunu da Maverdi zikretmiştir.

"Artık onu acele istemeyin": Yani vaktinden önce beklemeyin, demektir.

"O münezzehtir": Yani Allah onların putları ortak koşmaları gibi kötülükten beri ve münezzehtir, demektir.

1 ﴿