3Gökleri ve yeri hak ile yarattı. Onların ortak koştukları şeylerden yücedir. "Yünezzilül melaikete": İbn Kesir ile Ebû Amr, nunun sükunu ve zeyi de şeddesiz olarak "yünzilü” okumuşlar; Nâfi, Âsım, İbn Âmir, Hamze ve Kisâi de şedde ile "yünezzilü” okumuşlardır. Kisâi de Âsım’dan mazmum te ve şeddeli ze ile "tünezzelü” ref ile de "el - melaiketü” rivayet etmiştir. Meleklerden maksat da yalnız Cebrâil aleyhisselam’dır. Ruh'tan ne murat edildiği hususunda da altı görüş vardır: Birincisi: Vahiydir, bunu da İbn Ebi Talha, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. İkincisi: O, peygamberliktir, bunu da İkrime, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Üçüncüsü: Mana şöyledir: Melekleri emriyle indirir, bunu da el - Avfi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Buna göre Mana şöyledir: Allah’ın bütün emri ruhtur. Zeccâc şöyle demiştir: Ruh Allah’ın nefislere irşat ile hayat verdiği şeydir. Dördüncüsü: O, rahmettir. Bunu Hasen ve Katâde söyledi. Beşincisi: O, mahlukatın ruhlarıdır; ne zaman bir melek inerse mutlaka yanında bir ruh vardır. Bunu da Mücâhid, demiştir. Altıncısı: O, Kur’ân'dır, bunu da İbn Zeyd, demiştir. Buna göre ona ruh denilmesi, dinin onunla hayat bulmasındandır, nitekim ruh da bedene hayat (can) verir. Bazıları da şöyle demişlerdir: "Birruhi"deki be "maa = ile” manasınadır, takdir de: "Emri ile indirir” demektir. "Kullarından dilediğine": Yani peygamberlere, demektir. Zeccâc, mana şöyledir, demiştir: "Kâfirleri ve asileri uyarın” ki, "gerçekten benden başka İlâh yoktur": Yani onlara birliğimi emredin, demektir. Başkası da şöyle demiştir: Benden başka ilâh olmadığı ile uyarın, yani onlara bir olduğumu emredin, eğer ikrar etmezlerse onları korkutun, demektir. |
﴾ 3 ﴿