76Dedi: "Eğer sana bundan sonra bir şey sorarsam, benimle arkadaşlık etme. Mutlaka benim tarafımdan bir özre erdin (mazursun)". "Eğer sana bir şeyden sorarsam": Azarlama ve ret manasında, demektir, "bundan sonra": Yani bu sorudan sonra, demektir. "Fela tüsahibnî": Muaz el - Kari, Ebû Nehik, Ebû’l - Mütevekkil ve A'rec de böyle okumuşlar, ancak onlar nunu şeddelemişlerdir. Zeccâc da, mana şöyledir, demiştir: Eğer senden arkadaşlık istersem, kabul etme. Übey b. Ka’b, İbn Ebi Able ve Yakub da, te’nin fethi ve elifsiz olarak "fela tashabnî” okumuşlardır. İbn Mes’ûd, Ebû’l - Âliyye ve A’meş de böyle okumuşlar, ancak onlar da nunu şeddelemişlerdir. Ebû Recâ’, Ebû Osman en - Nehdi, Nehaî ve Cahderi de, tenin zammı, hanın kesri ve sad ile benin de sükunu ile "tushibnî” okumuşlardır. Zeccâc da ikisinde iki mülahaza vardır, demiştir: Birincisi: istediğim şeyde bana katılma, kad ashabel muhru, denir ki: Tay anasının yanında yürümektir. İkincisi: İlminden bana hiçbir şey verme, demektir. "Kad belağte min ledünni": İbn Kesir, Ebû Amr, İbn Âmir, Hamze ve Kisâi, şeddeli olarak "min ledünni” okumuşlardır. Nâfi de dalın zammesi ve nunu şeddesiz olarak "min ledüni” okumuştur. Ebû Bekir de Âsım’dan “Lâm” ın fethi ve dalırksükunu ile "min ledni” rivayet etmiştir. Âsım'dan başka bir rivayet de, “Lâm” ın zammı ve daim sükunu ile "lüdni” şeklindedir. Zeccâc da: En iyisi nunun şeddeli olmasıdır, demiştir. Çünkü "ledün” aslında sakindir. Sen onu nefsine (mütekellem ya’sına) izafe ettiğin zaman, ilk nunun selameti için bir nun ilâve edersin. Min ledün zeydin, der, nunu sakin kılar, sonra onu kendine izafe eder: Min ledünni, dersin, tıpkı: An zeydin ve anni, gibi. "Ledni” kıraatmda ise dalı sakin kılmışlardır, tıpkı adud’da, add, dedikleri gibi. İbn Abbâs şöyle demiştir?Bana karşı mazursun, yani sen benim buna sabredemeyeceğimi bana haber vermiştin, demek istiyor. |
﴾ 76 ﴿