5

Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmeden bir şüphe içinde iseniz, şüphesiz biz sizi topraktan, sonra meniden, sonra kan pıhtısından, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık ki, size (üstün kudretimizi) açıklayalım, diye. Dilediğimiz şeyi rahimlerde belli bir süreye kadar durduruyoruz. Sonra da sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Sonra da kuvvetinize ulaşmanız için (sizi yaşatıyoruz). İçinizden kimi öldürülüyor, içinizden kimi de ömrün en reziline döndürülüyor ki, bilginin ardından hiçbir şey bilmesin. Yeryüzünü kupkuru görürsün. Üzerine suyu indirdiğimiz zaman hareteke geçer kabarır ve her göz alıcı çiftten bitirir.

"Ey insanlar": Yani, ey Mekke halkı, demektir.

"Eğer öldükten sonra dirilmeden bir şüphe içinde iseniz": Yani kıyametten şüphe içinde iseniz, demektir.

"Biz sizi topraktan yarattık": Yani Âdem’i,

"sonra meniden": Yani Onun evlatlarını,

Mana da şöyledir: Eğer öldükten sonra dirilmenizde şüphe içinde iseniz, ilk yaratılışınızı ve işinizin başını düşünün; o zaman kudretimizde başlamakla tekrar etmek arasında bir fark olmadığını görürsünüz. Nutfte ise: Meni demektir. Alaka da: Taze kan pıhtısıdır. Ona alaka denilmesi, yanındaki şeye yapışmasındandır. Kuruduğu zaman artık alaka değildir. Mudga ise: Küçük et parçasıdır.

İbn Kuteybe şöyle demiştir: Ona böyle denilmesi, bir çiğnem kadar olmasındandır. Nitekim: Gurfe de: Bir avuç, demektir.

"Yaratılışı belli belirsiz (muhallekatin ve gayra muhallekatin)":

Bunda da beş görüş vardır:

Birincisi: Muhalleka: Tam yaratılmış, gayri muhallaka ise: Rahmin dışarı attığı menidir. O da yaratılmadan önceki kandır. Bunu da İbn Mes’ûd, demiştir.

İkincisi: Muhalleka: Ruh üfürülmekle yaratılışı tam olandır, o da gününde doğandır. Gayri muhalleka ise: Ruh üfürülmekle tamamlanan düşüktür. Bu da İbn Abbâs’ın görüşünün manasıdır.

Üçüncüsü: Muhalleka: Suret verilmiş gayri muhalleka da: Suret verilmemiş, demektir. Bunu da Hasen, demiştir.

Dördüncüsü: Muhalleka ve gayri muhalleka: Bir defa meni ve alaka olarak düşen, bir defa kısmen suret verilmiş, bir defa da tam suret verilmiş olarak düşendir. Bunu da Süddi, demiştir.

Beşincisi: Muhalleka: Tam, gayri muhalleka da: Düşük demektir. Bunu da Ferrâ’ ile İbn Kuteybe, demişlerdir.

"Size açıklayalım diye":

Bunda da dört görüş vardır:

Birincisi: Sizi yarattık ki, ne yapıp ne yapmadığınızı bilelim diye.

İkincisi: Size Kur’ân’da ilk yaratılmanızı ve değişik evrelerden geçmenizi açıklayalım diye.

Üçüncüsü: Yaratılma evrelerinizdeki kemal-i hikmet ve kudretimizi açıklayalım diye.

Dördüncüsü: Öldükten sönra dirilmenin hak olduğunu size açıklayalım diye.

Ebû İmran el - Cevni, ye ile "liyübeyyine leküm” okumuştur.

"Ve nukırru filerhami": İbn Mes’ûd ile Ebû Recâ’, merfu ye, meftuh kaf ve merfu ra ile "ve yukarru” okumuşlar; Ebû’l - Cevza ile Ebû İshak es - Sebii de merfu ye, meksur kaf ve mensûb ra ile "ve yukırra” okumuşlardır. Rahimlerde durdurulan da düşük olmayandır.

"Belli bir süreye kadar": O da doğum süresidir.

"Sümme nuhricüküm tıflen":

Ebû Ubeyde: O, etfal yerinde kullanılmıştır, demiştir. Araplar bazen tekili cemi manasında kullanır. Allahü teâlâ:

"Velmelaiketü bade zalike zahir” (Tahrim: 4) demiştir, zuherae demektir. Ebû Ubeyde şu beyti misal getirmiştir:

Müslüman olun, biz kardeşiz, dedik,

Kalplerde kin diye bir şey kalmamıştır.

Şunu da misal getirmiştir:

Yaratılışınızda büyüklük vardır, biz de üzüldük.

Başkası da şöyle demiştir: Tekil olarak

"tıflen” demesi, "nuhricüküm” kavlini cemi olarak demesindendir; o zaman etfalen demeye ihtiyaç kalmamıştır.

"Sümme litebluğu": Bunda izmar (gizleme) vardır, takdiri şöyledir: Sümme nuammirüküm litebluğu eşüddeküm.

"Eşüdd"ün manası da yukarıda geçmiştir (En’am: 153).

"İçinizden kimisi öldürülüyor": Güçlü çağa yetişmeden önce,

"içinizden kimi de ömrün en reziline döndürülüyor": Biz de bunu Nahl: 70’te şerh etmiş bulunuyoruz. Sonra Allahü teâlâ yeri diriltmekle onları da dirilteceğini gösterip:

"Yeryüzünü kupkuru görürsün (hamideten)” dedi.

İbn Kuteybe: ölü ve kuru görürsün, demiştir. Hemedetin naru da böyledir ki: Ateş sönüp gitmektir.

"Onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman": Yani yağmuru demektir.

"Harekete geçer": Bitki bitirmek için demektir, şöyleki bitki göründüğü zaman o yükselir, işte "rebet

"in manası budur ki, yükselmek ve kabarmaktır. Müberrid de: İhtezze nebatüha ve reba (bitkisi harekete geçer ve kabarır) demiştir ki, muzaf hazfedilmiştir.

Ferrâ’ da şöyle demiştir: Ebû Cafer el - Medeni, beden sonra meftuh hemze ile "ve rebeet” okumuştur. Eğer toplumu koruyan bekçi manasına alıyorsa, yükselmek manasına olur, yoksa yanlıştır.

"Ve her göz alıcı çiftten bitirir": Yani neşe veren her güzel sınıftan bitirir, demektir. O (behîc) feîl veznindedir, fail manasınadır.

5 ﴿