15Kim Allah’ın kendisine dünya ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa, göğe bir ip uzatsın, sonra da kessin de hilesi kendini kızdıran şeyi giderecek mi, baksın? "Kim Allah’ın kendisine dünya ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa": Mukâtil şöyle demiştir: Bu âyet, Esed ve Gatafan kabilelerinden bazı kimseler hakkında indi. Onlar: Biz, Muhammed’in yardım görmeyeceğinden korkuyoruz. O zaman Yahudilerle yaptığımız antlaşmalar kesilir, dediler. Ebû Hamze es - Sümali ile Süddi de aynı kanaate sahiptirler. Ebû Süleyman Dımeşki de şöyle nakletmiştir: Bu âyette rızıkları bollaşmadı diye İslâm’dan dönenlere işaret edilmektedir. Biz de kıssayı "ve minennası men ya’budullahe alâ harf’ âyetinde şerh etmiş bulunuyoruz. "Yansuruhu "daki “He” zamirinde de iki görüş vardır: Birincisi: O, "men"e râcîdir, nasr ise: Rızık manasınadır. Bu da Atâ’ rivâyetinde İbn Abbâs’ın görüşüdür; Mücâhid de böyle demiştir. Ebû Ubeyde şöyle demiştir: Kapımıza Bekr oğullarından bir dilenci dikildi: Men yansuruni nasarahullah, dedi, yani: Bana verene Allah da versin, demek istedi. Nasaral mataru arda keza: Yağmur falanca yere cömert davrandı ve orayı ihya etti, demektir. Şair Rai de şöyle demiştir: Amir toprağını canlandır. İkincisi: O zamir, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e râcîdir, Mana da şöyledir: Kim Allah’ın Muhammed’e yardım etmeyeceğini zannediyorsa. Bunu Temimi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş; Atâ’ ile Katâde de böyle demişlerdir. İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Bu, daha önce zikri geçmeyen kimselere râcîdir. Bazı Müslümanlar müşriklere aşırı kin beslediklerinden dolayı Allah’ın Resul'üne ettiği va’din geciktiğini zannettiler. Diğerleri de ona tabi olmak istiyorlar, ancak işi bitiremeyeceğinden endişe ediyorlardı. O da bu âyeti iki grup için söyledi. Sonra bu yardımın manasında da iki görüş vardır: Birincisi: O, galibiyettir, bunu da Ebû Salih, İbn Abbâs ile cumhûrdan demiştir. İkincisi: O, rızıktır, bunu da Ebû Süleyman Dımeşki nakletmiştir. "Göğe bir ip atsın": Gökten ne murat edildiği hakkında da iki görüş vardır: Birincisi: O, evinin tavanıdır, Mana da şöyledir: Evinin tavanına bir ip atsın ve onunla kendini boğsun. "Sonra kessin": İpi, boğularak ölmek için. Bu da çoğunluğun görüşüdür. Âyetin manası da: Bu durumu tasavvur etsin, yoksa, yapsın, değildir. Çünkü boğulduğu zaman bakmak ve bilmek mümkün olmaz. İkincisi: O, bilinen göktür, mana da: Eğer gücü yeterse Resûlüllah’ın vahyini kessin, demektir. Bunu da İbn Zeyd, demiştir. "Sümmel yakta’": Ebû Amr ile İbn Âmir, “Lâm” ın kesri ile "sümme Uyakta” okumuşlardır. İbn Âmir de buna şunları ilâve etmiştir: "Ve liyufu” (Hac: 29); "ve liyetufu” (Hac: 29) İbn Kesir ise sadece "sümme liyakdu "yu “Lâm” ın kesri ile okumuştur. Âsım, Hamze ve Kisâi de, bu lamları sakin okumuştur. Kur’ân’nın her yerinde, eğer ondan (lamdan) önce vav veya fe olursa böyledir. Sonra Ferrâ’ şöyle demiştir: Her emir lamı vava veyahut feye bitişirse, Arapların çoğu onu sakin okurlar. Bazıları da meksur okurlar. Ebû Ali şöyle demiştir: Aslolan meksur okumaktır, çünkü sen söze onunla başlarsan: Liyekum zeydün, dersin. "Hilesi gerçekten giderecek mi?": İbn Kuteybe, mana: Elinden gelen gayreti göstersin, demiştir. |
﴾ 15 ﴿