10

Mûsa'nın annesinin gönlü bomboş sabahladı; eğer müminlerden olması için kalbine bağ vurmasaydık neredeyse onu açıklayacaktı.

"Mûsa'nın annesinin gönlü bomboş sabahladı":

Bunda da dört görüş vardır:

Birincisi: Mûsa'nın düşüncesinden başka her şeyden boş sabahladı. Bunu da Said b. Cübeyr, İbn Abbâs'tan rivayet etmiş; Mücâhid, İkrime, Katâde ve Dahhâk da böyle demişlerdir.

İkincisi: Annesinin gönlü telaşlı sabahladı, bunu da Dahhâk, İbn Abbâs'tan rivayet etmiştir; Ebû Rezin, Ebû'l-Aliye, Dahhâk, Katâde ve Âsım el - Cahderi, noktalı (keskin) ze ile "fezian” okumuşlardır.

Üçüncüsü: Unuttuğu için vahyimizden boş olarak sabahladı. Bunu da Hasen ile İbn Zeyd, demişlerdir.

Dördüncüsü: Kederden boş olarak, çünkü onun öldürülmediğini biliyordu. Bunu da Ebû Ubeyde, demiştir.

İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Bu, en acayip tefsirdir, Allahü teâlâ:

"Eğer kalbine bağ vurmasaydık” dediği halde bu nasıl olur? Bağ ancak telaş eden ve üzülen kimsenin kalbine vurulmaz mı?

"İn kâdet letübdi bihi (neredeyse onu açıklayacaktı)":

Bu “he” de de iki görüş vardır:

Birincisi: O, Mûsa’ya râcîdir. Bunu ne zaman istedi?

Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: Ondan ayrıldığı zaman; Said b. Cübeyr,

İbn Abbâs’tan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Neredeyse: Vah oğlum, diyecekti!

Katâde: Bunu şiddetli özleminden, demiştir.

İkincisi: Onu emzirmek üzere saraya götürüldüğü zaman, neredeyse: O benim oğlumdur, diyecekti. Bunu da Süddi, demiştir.

Üçüncüsü: Mûsa büyüyüp de insanların: Fir’avn'in oğlu Mûsa, diye çağırdıkları zaman istedi. Neredeyse: Hayır, o benim oğlumdur, diyecekti. Bunu da İbn Saib, demiştir.

İkincisi: O, vahye râcîdir,

Mana da şöyledir: Neredeyse vahyi açıklayacaktı. Bunu da İbn Cerir, nakletmiştir.

"Eğer kalbine bağ vurmasaydık": Zeccâc, mana şöyledir, demiştir: Kalbini takviye etmeseydik. Bağlamak, takviye etmek de: Sabır ilham edip kalbini sarmak ve pekiştirmektir.

" Müminlerden olması için": Yani Allah’ın va’dini tasdik edenlerden olması için, demektir.

10 ﴿