22Ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin ne de derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden saklanmıyordunuz. Ancak Allah’ın, yaptıklarınızdan çoğunu bilmeyeceğini sanmıştınız. "Ne kulaklarınızın ne gözlerinizin ne de derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden saklanmıyordunuz": Buhârî ile Müslim, Sahihlerinde İbn Mes’ûd’dan şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Ben Ka’be’nin örtüsü arkasında gizlenmiştim; üç kimse geldi: Birisi Kureyşli, ikisi de Sakifli damatları idiler yahut biri Sakifli idi, ikisi de Kureyşli damatları idiler, karınları büyük, akılları küçük idiler. Bir şeyler konuştular, tam anlayamadım; biri: "Sizce Allah bu konuşmamızı duyar mı?” dedi, öteki ikisi de: Eğer sesimizi yükseltirsek duyar, eğer yükseltmezsek duymaz, dediler. Ötekisi de: Eğer ondan bir şey duyarsa hepsini duyar, dedi. Ben de bunu Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem’e anlattım; bunun üzerine Allahü teâlâ: "kulaklarınızın... size şahitlik edeceğinden saklanmıyordunuz” âyetini indirdi. Âyette geçen "testetirun": Gizlenmek demektir. "En yeşhede” de: Şahitlik etmesinden, yani "kulaklarınızın size” şahitlik etmesinden, demektir. Çünkü sizler organlarınızdan saklanamazsınız ve size şahitlik edeceklerini zannetmezsiniz. "Ancak Allah’ın, yaptıklarınızdan çoğunu bilmeyeceğini sanmıştınız": İbn Abbâs şöyle demiştir: Kâfirler şöyle derlerdi: Allah içimizdekini bilmez, ancak dışa vurulanı bilir. |
﴾ 22 ﴿