30Eğer dilersek elbette onları sana gösteririz; sen de onları simalarından tanırsın. Onları mutlaka sözün üslubundan tanırsın. Allah amellerinizi bilir. "Eğer dilersek elbette onları sana gösteririz": Yani onları sana tanıtırız. Sana şu işi gösterdim dersin ki, onu sana tanıttım, tarif ettim, demektir. Mana da şöyledir: Eğer dilersek münafıklara alâmet koyarız, o da simalarıdır. "Sen de onları simalarından tanırsın": Yani o alâmetle demektir. "Onları mutlaka sözün üslubundan tanırsın": Yani anlamından demektir. Bu da konuşan kimsenin sözünün ve tavrının onun niyetini belli ettiğini gösterir. İnsanlar: Kad lehane fülanün derler ki, tevili: Doğrudan sapmaya başladı, doğrudan ayrılıp o tarafa meyletti, demektir. Şair de şöyle demiştir. Doğrudan sapan bir mantık, o kadın zaman zaman kapalı konuşur, Sözün hayırlısı kapalı olanıdır. Tevili şöyledir: Onun gibi bir kadının en hayırlı konuşması, kimsenin anlamayacağı, sözlerinin tümünü dinledikten sonra çıkan manadır. Müfessirler şöyle demişlerdir: Onları elbette sözün fahvasından, manasından ve maksadından tanırsın. Çünkü onlar seni eleştirirler ve müslümanlarla alay ederler, İbn Cerir de şöyle demiştir: Sonra Allah onları ona tanıttı. |
﴾ 30 ﴿