6

Onları bulabildiğinizden, sizin oturduğunuz yerde oturtun. Onlara baskı yapmak için zarar vermeyin. Eğer yük sahipleri (gebe) olurlarsa, yüklerini bırakmcaya kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin için emzirirlerse, onlara ücretlerini verin. Aranızda istişare edin. Eğer anlaşmakta zorluk çekerseniz, onu bir başkası emzirir.

"Eskinuhunne min haysü sekenktüm”

"min” "min vücdiküm” kavline bağlıdır, cumhûr yavm zammı ile okumuştur; Ebû Hureyre, Ebû Abdurrahman, Ebû Rezin, Katâde, Ravh de Ya’kûb ’tan vavın kesri ile (vicdiküm) okumuşlardır. İbn Ya'mur, İbn Ebi Able ve Ebû Hayve, vavın fethi ile okumuşlardır.

İbn Kuteybe de: Gücünüzün yettiğinizden, demiştir. Vücd: İmkân ve zenginliktir. İftekara fülanün ba'de vücdin denir ki: Zenginken fakir oldu, demektir.

Ferrâ’ da: Ne bulursa ondan, demiştir; eğer hali geniş ise mesken ve nafakada geniş davranır, eğer dar ise ona göre davranır.

"Onlara zarar vermeyin": İmkânınız geniş iken onları mesken ve nafaka hususunda sıkıştırmayın, demektir. Kadı Ebû Ya'lâ da şöyle demiştir: Bundan maksat kesin değil de dönebilecek şekilde (ric’i talâk ile) boşanan kadındır, delili de

"bilemezsin, belki Allah bunun ardından yeni bir şey meydana getirir” (Talâk: 1) kavli ile

"sürelerinin bitimine ulaştıkları zaman onları iyilikle tutun yahut onlardan iyilikle ayrılın” (Talâk: 2) kavlidir. Bu da bundan ric'i talâk murat edildiğini göstermektedir.

Fakihler kesin boşanan kadın için mesken ve iddet müddeti içinde nafaka var mıdır yok mudur, diye ihtilaf etmişlerdir. Bizim arkadaşlarımızın meşhur görüşleri onlar için mesken de nafaka yoktur, İbn Ebi Leyla’nın görüşü de böyledir.

Ebû Hanife ise: Onun için mesken de nafaka da vardır, demiştir. Malik ile Şâfiî de: Mesken var, nafaka yok, demişlerdir. Bunu el - Kevsec, İmam Ahmed’den de rivayet etmiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Fatıme bint Kays’e, "nafaka ancak geri dönebilecek kadın içindir; eğer böyle olmazsa kadın için nafaka da mesken de yoktur” 1 hadisi birinciyi gösterir. Mana (mantık) bakımından da böyledir; çünkü nafaka yararlanma imkanından dolayıdır; bunun da delili şudur ki: İtâat etmeyen kadın için nafaka yoktur.

1 - İmam Ahmed, Müsned. 6/373.

Hamile ve kocası ölmüş kadın hakkında da İbn Mes’ûd, İbn Ömer, Ebû’l - Âliyye, Şa’bî, Şurayh ve İbrahim: Nafaka bütün maldandır, demişlerdir. İmam Malik, İbn Ebi Leyla ve Sevri de böyle demişlerdir. İbn Abbâs, İbn Zübeyr, Hasen, Said b. Müseyyeb ve

Atâ’ da: Onun nafakası kendi malardandır, demişler; Ebû Hanife ile arkadaşları da böyle demişlerdir. İmam Ahmed’den de iki görüşün aynısı rivayet edilmiştir.

"Eğer sizin için emzirirlerse onlara ücretlerini verin": Yani emzirme ücretini demektir. Bunda da kadın ecr-i misille emzirmeye razı olursa, babanın başka emzirici tutma hakkının olmadığına delil vardır.

"Aranızda güzelce istişare edin": Yani kadın kocasına karşı emzirme ücreti istemede haddi aşmasın, koca da hak edilen miktarı vermede kusur etmesin.

"Eğer anlaşmakta zorluk çekerseniz” ücret konusunda zorluk çeker de ebeveynler bir şeyde anlaşamazlarsa,

"onu bir başkası emzirir": Bunun lâfzı haber ise de manası emirdir, yani baba çocuğun anasından başka birine emzirtsin, demektir.

6 ﴿