66-TAHRÎM SÛRESİMedine'de inmiştir. 12 ayettir. O, hepsinin icmaı ile Medeni’dir. Bismillahirrahmanirrahim 1Ey o Peygamber, niçin eşlerinin rızasını aramak için Allah’ın sana helâl ettiğini kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. "Allah’ın sana helâl ettiğini niçin haram ediyorsun?": İniş sebebinde iki görüş vardır: Birincisi: Hafsa, babasının yanına konuşmaya gitti, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de cariyesine haber gönderdi, o da Hafsa’- nın evinde onunla (Peygamber’le) uzun süre kaldı. O da Âişe’nin nöbet günü idi. Hafsa döndü, cariyeyi kendi evinde buldu, çıkmasını bekledi ve çok kıskandı. Hafsa içeri girince: Yanında kimin olduğunu gördüm, Allah’a yemin ederim ki, beni üzdün, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de: Allah’a yemin ederim ki, seni razı edeceğim; sana bir sır veriyorum, onu sakla, dedi. O da: "Nedir o?” dedi. O da: Seni şahit tutuyorum ki, bu cariyem senin rızan için bana haramdır, dedi. Âişe ile Hafsa Peygamberin diğer kadınlarına karşı birlik idiler. Hafsa, Âişe’ye gitti, ona: Müjde, Peygamber genç cariyesini kendine haram etti, dedi. Bunun üzerine bu âyet indi. Bunu el - Avfi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Bu mananın bir benzeri de Hazret-i Ömer’den rivayet edilmiş, onda şöyle denilmiştir: Hafsa: "Onu kendine nasıl haram edersin, o senin cariyendir, demiştir. O da, ona yaklaşmayacağına yemin etti ve: Bunu kimseye söyleme, dedi. O ise Âişe’ye söyledi. O da kadınlarına bir ay yaklaşmamaya yemin etti. Bunun üzerine bu âyet indi. Dahhâk şöyle demiştir: Ona, bu gördügünü Âişe’ye anlatma, dedi; o da anlattı; Âişe de kızdı; durmadan Peygamberin üzerine gitti, o da cariyesine yaklaşmamaya yemin etti. Said b. Cübeyr, Mücâhid, Atâ’, Şa’bî, Mesruk, Mukâtil ve çokları böyle demişlerdir. İkincisi: Urve, Hazret-i Âişe’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem tatlıyı ve balı severdi, ikindi namazından çıktıktan sonra kadınlarının yanına girerdi. Hafsa bint Ömer’in kızının yanına gitti, orada çok eğleşti. O da bunu sordu. Ona aşiretinden bir kadın küçük bir tulum bal hediye etti, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir bardak bal şerbeti içirdiği söylendi. Ben de (Âişe): Vallahi ona (Peygambere) bir kurnazlık edeceğiz, dedim ve Sevde'ye: O (Peygamber) sana yaklaşacaktır, yanına girdiği zaman ona: "Ya Resûlallah sen mağafir balı mı yedin” de. O da sana: Hafsa bana bir bardak bal şerbeti içirdi, der. Sen de: O arı urfut çiçeğinden bal almış de. Ve, ey Safiye, sen de aynısını söyle. Peygamber, Hafsa’- nın yanına girince, ona: "Ya Resûlallah, sana ondan bir bardak daha içireyim mi?” dedi. O da: Hayır, istemiyorum, ona ihtiyacım yok, dedi. Hazret-i Âişe diyor ki: Şevde, "sübhanallah, ona (Peygambere) balı haram ettirdik, dedi. Ben de ona: Sus, dedim. Hadisi Buhârî ile Müslim, Sahih'lerinde rivayet etmişlerdir. İbn Ebi Mülevke rivâyetinde Efendimize bal şerbeti sunan Sevde’dir, Âişe de ona (Peygamberimize): Senden bir koku duyuyorum, dedi. Sonra Peygamber, Hafsa’nın yanına girdi, o da: Senden bir koku duyuyorum, dedi. O da: Sanırım Sevde’nin yanında içtiğim bal şerbetindendir, Allah’a yemin ederim ki, bir daha içmem, dedi. Bu âyet de bunun üzerine indi. Ubeyd b. Umeyr’in hadisinde de yanında bal şerbeti içtiği kadını Zeynep bint Cahş’tir; Hafsa ile Âişe ona böyle demede anlaştılar. Ebû Ubeyd şöyle demiştir: Mağafir, reçine gibi tatlı bir şeydir. Harecen nasu yetemeğğarune derler ki, o reçineyi toplamaktır. Ona bazen de se ile: Mağasir de denir, meselâ cedes ve cedef dedikleri gibi. Zeccâc da şöyle demiştir: Mağafir: Kötü kokulu bir zamktır. Böylece Allah’ın ona helâl ettiği şeyde iki görüş meydana çıkmıştır: Birincisi: O cariyesidir. İkincisi: Baldır. "Eşlerinin rızasını arıyorsun": Yani bunu haram etmekle onların rızasını arıyorsun, demektir. "Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir": Allah bu haram etmeni bağışlamıştır. |
﴾ 1 ﴿