2

Yavaşça çekmekle çekenlere,

"Ven-nâşitati neşta":

Bunda da beş görüş vardır:

Birincisi: Onlar meleklerdir, sonra

Kelâmın manasında da iki görüş vardır:

Birincisi: Onlar kâfirler can verirken onları şiddet ve üzüntü ile çıkarırlar, bunu Hazret-i Ali radıyallahu anh, demiştir.

Mukâtil de şöyle demiştir: Ülüm meleği kâfirin ruhunu çeker, köprücük kemiklerine geldiği zaman onu boğazına tıkar; ona hayatında da azap eder. Sonra onu boğazından çeker, tıpkı ıslak yüne saplanmış çengeli çeker gibi.

İkincisi: Onlar mü’minlerin ruhlarını tez alırlar, tıpkı dizindeki ilmeği çözülen deve gibi. Bunu da İbn Abbâs, demiştir.

Ferrâ’ da şöyle demiştir: Benim Araplardan işittiğim şu şekildedir: Kema ünşita min ikalin (ilmeği çözülmesi gibi). Burada ikal lâfzı elifledir. Devenin dizindeki ipi bağladığın zaman: Neşettuhu, dersin, çözdüğün zaman da: Enşattuhu, dersin.

İkincisi: Onlar mü’minlerin ruhlarıdır ki, ölüm anında çıkmak için harekete geçer. Yine bu da İbn Abbâs’tan rivayet edilmiştir. Bunun açıklaması da şudur: Mü'min ölümden önce cennetteki yerini görür; bu nedenle canı hemen çıkmak ister.

Üçüncüsü: Naşitat: İnsanın canını harekete geçiren ölümdür, bunu da Mücâhid, demiştir.

Dördüncüsü: Onlar ufuktan ufka giden aktif yıldızlardır, bunu da Katâde, Ebû Ubeyde ve Ahfeş, demişlerdir. Yaban öküzüne (ceylan, geyik ve benzerlerine) de nevaşit denir; çünkü o da bir yerden bir yere hızla gider.

Ebû Ubeyde de şöyle demiştir: Üzüntüler de insanı alıp götürür. Şair Heyman b. Kuhafe de şöyle demiştir:

Kederlerim akşam beni alıp götürdü:

Bir kere Şam 'a, bir kere de Vasıt'a.

Beşincisi: O ölümle harekete geçen candır.

2 ﴿