2

"Allah Samed’dir (herkes O’na muhtaçtır)".

"Samed"de de dört görüş vardır:

Birincisi: O ihtiyaç anında kendisine başvurulan efendidir, bunu da İbn Abbâs, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet etmiştir.

Ali b. Ebi Talha da, İbn Abbâs'tan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Samed: Efendiliği kemale eren efendidir.

Ebû Ubeyde de şöyle demiştir: O, üstünde kimse olmayan efendidir. Araplar, eşraflarına: Samed, derler. Şair Esedi şöyle demiştir:

Kara haber getiren erkenden Esed oğullarından:

Amr b. Mes'ud ile Efendi Eşrafın haberini getirdi.

Zeccâc da şöyle demiştir: O, efendilik kendisinde sona eren kimsedir. Her şey O’na döner. Her şeyin O’na dönmesinin tevili de: Her şeyde o’nun eseri vardır, demektir.

İbn Enbari de şöyle demiştir: Dilciler arasında ihtilaf yoktur ki, samed: Üzerinde efendi olmayan ve insanların iş ve ihtiyaçlarında kendisine müracaat ettikleri kimsedir.

İkincisi: O, içi boş olmayandır, bunu da İbn Abbâs, Hasen, Mücâhid, İbn Cübeyr, İkrime, Dahhâk, Katâde ve Süddi, demişlerdir.

İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Bu tefsire göre dal’ın aslı te gibi görünüyor ki, Mûsammet de (som, somut) bundan gelir.

Üçüncüsü: O daimidir.

Dördüncüsü: Halk fani olduktan sonra baki kalandır. Bu ikisini el-Hattabî nakletmiş; görüşlerin en doğrusu birincisidir, demiştir. Çünkü türevi onu göstermektedir. Zira samedin aslı yönelmektir. Usmud samde fülanin: Onu hedef al, ona git, demektir. Bu durumda samed: işlerde kendisine müracaat edilen ve ihtiyaçlarda hep ona yönelinen kimse demektir.

2 ﴿