32

"(Melekler) de: Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiç bir bilgimiz yok. Çünkü (her şeyi) hakkıyla bilen hüküm ve hikmet sahibi şüphesiz ki sensin sen" demişlerdi. ".

Meleklerin, "Orada fesat çıkaracak kimseler mi yarafacaksm "(Bakara, 31) diyerek, isyan ettiklerini ileri sürenler meleklerin bunu sormakta hata ettiklerini anlayınca, "Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok" diyerek, hatalarından dönüp tevbekâr olduklarını ve özür dilediklerini söylemişlerdir.

Meleklerin günah işleyebileceklerini kabul etmeyenler ise bu hususta iki görüş belirtmişlerdir:

a- Onlar bu sözü, acizliklerini itiraf etmek ve sordukları şeyi bilmediklerini kabul etme tarzında söylemişlerdir. Bu böyledir, çünkü melekler, "Biz ancak senin bize öğrettiklerini biliriz. Bize öğretmediğin zaman biz nasıl bilebiliriz?" demek istemişlerdir.

b)- Melekler: "Orada yaratacak mısın?" demişlerdir. Çünkü Cenab-ı Hakk, onlara, bu durumu bildirince, sanki onlar bununla şöyle demek istemişlerdir: Ey Rabbimiz sen bize o insanların yeryüzünde, fesat çıkaracaklarını ve kan dökeceklerini bildirmiştin.İşte bundan dolayı sana "O yeryüzünde orayı ifsad edecek kimseleri mi yaratacaksın?" diyoruz. Bu isimlere gelince sen bunların keyfiyetini bize bildirmedin. Biz nasıl bilebiliriz? Bu ayetle ilgili birkaç mesele vardır:

İlimler Allahü teâlâ'nın Mahlûkudur

Alimlerimiz Hak teâlâ'nın; (......) buyruğunu bilgilerin Allah'ın mahluku olduğuna delil getirmişlerdir. Mu'tezile ise "Bu ayetten maksad, "Cenab-ı Allah'ın öğretmesi ve deliller ikame etmesi dışında bizim için bir bilgi yoktur" manasınadır demişlerdir. Buna şöyle cevab veririz: Tesvid'in başkasında siyahlığı meydana getirmeden ibaret olması gibi, ta'lim de başkasında ilmi meydana getirmeden ibarettir." Ta'lim, eğer şartlar müsait olur, engeller ortadan kalkarsa, kendisine ilmin terettüb ettiği şeyi ifade etmekten ibarettir. Bu sebepten ötürü de "Ben ona öğrettim fakat o öğrenmedi" denilir. İlmin dayandığı şey ise delili ortaya koymaktır. Allahü teâlâ da işte bunu yapmıştır" denilemez. Çünkü biz diyoruz ki ilmin meydana gelmesinde müessir olan, bizzat delilin kendisi değil aksine delili değerlendirmektir. Onu değerlendirmek ise kulun fiilidir. Bu nedenle ilmin meydana gelmesi Allah'ın öğretmesi ile olmaz. Bir de bu Cenâb-ı Hakk'ın "Bizim, senin bize öğrettiğinden başka hiçbir ilmimiz yoktur" ayeti ile tezad teşkil eder.

Falcılıkla Gayb Bilinemez

Müslümanlar, bu ayeti, Allah'ın öğretmesi dışında, gaybı bilmeye imkan olmadığına ve gayba yıldızlar ilmi (astroloji), kehanet ve müneccimlik ile ulaşmanın mümkün olamayacağına delil getirmişlerdir. Bunun bir benzeri de Cenab-ı Allah'ın -"Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır. Onları ancak Allah bilir"(Enam, 59) ayeti ile, "O (Allah) bütün gaybı bilendir. Gaybına kimseyi muttali kılmaz. Ancak beğenip seçtiği bir peygamber müstesna.. "(Cin. 26-27) âyetidir. Bir müneccim, Mutezile'ye şöyle diyebilir: "Ta'limi, delil ikame etmek diye açıkladığına göre, bence, yıldızların hareketleri bu alemdeki çeşitli durumları göstermek üzere Allah'ın yarattığı birer delildirler. Ben bu hareketlerle, bu durumlara istidlal ettiğimde, bu da Allah'ın talimi ile olmuş olur." Yine şöyle de denebilir: Melekler gaybı bilmekten aciz olunca, bizler haydi haydi bilemeyiz.

Alîm Vasfının Mânâsı

"Alîm", ilim hususunda tam bir mübalağa ifade eden sıfatlardandır. Tam bir mübalağa ise ancak bütün bilinecek şeyleri çepeçevre kuşatma esnasında mümkün olur. Böyle olan ise sadece Cenab-ı Allah'dır. Bu sebeble mutlak alim şüphesiz sadece O dur. "ifada ederek "Alîm ve hakim olan şüphesiz ki sensin sen" buyurmuştur.

Hâkim" Vasfının Manası

"Hakîm" iki türlü kullanılır:

1) Âlim manasına gelir, bunagörede Allah'ın zatî sıfatlarından olur. Bu manada, "Allahü teâlâ ezelde hakîm idi" deriz.

2) Bu, "Hiçkimsenin itiraz edemeyeceği bir şeyi yapmış olan" manasınadır. Buna göre, hakim, Cenab-ı Allah'ın fiili sıfatlarından olur. Dolayısı ile, bu manada biz, "o ezelde hakîm idi" diyemeyiz. Ayetteki hakîm'den bu ikinci mananın murad edilmiş olması doğruya en yakın olandır. Aksi halde tekrar yapılmış olur. Bu izaha göre melekler sanki şöyle demişlerdir: "Sen her malumatı bilensin. Hazret-i Adem'e öğretmen de mümkündür ve sen bu işinde hakimsin, isabetlisin." İbn Abbas'tan, meleklerin Allah'ı "Hakîm" diye tavsif etmekten, Allah'ın Hazret-i Adem (aleyhisselâm)'i yerde halife kılması ile ilgili hükmü kasdettikleri rivayet edilmiştir.

32 ﴿