39

"İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar (yok mu, ) işte onlar cehennemin yaranı (arkadaşları) dırlar. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır" .

Allahü Teâlâ, hidâyete uyanlara azapdan ve kederden "emin olma" va'dinde bulununca, peşisıra ebedî azabı hazırladığı kimselerden bahsederek, "İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar" ister insanlardan ister cinlerden olsunlar, ebedi cehennem yâryânı olacaklardır" buyurmuştur.

Azab vermenin (aklen) uygun olup olmadığına, Keza makul olması halinde devamlı olmasının münasip olup olmadığı konusu: Cenab-ı Hakk: "Onların gözünde bir perde bulunmaktadır; onlar için büyük bir azâb vardır" (Bakara. 7) ayetinin tefsirinde geçmişti. İşte bu, Cenab-ı Hakk'ın insanoğullarının tamamına in'am ettiği nimetlerine delâlet eden ayetlerin sonuncusudur. Bunlar, bütün nimetlerin sonradan meydana gelmesi, dolayısıyla onları meydana getiren bir yaratıcının mutlaka bulunması bakımından Tevhide; Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, her hangi bir öğrenimde bulunmaksızın herhangi bir kimsenin de talebesi olmaksızın, Tevrat ve İncil'de bulunanlara uygun olarak nübüvvetten haber vermiş olması bakımından nübüvvete; ilk olarak bu varlıkları yaratmaya kadir Allah'ın, onları yeniden yaratmaya muktedir olması bakımından da ahiret âlemine delâlet etmektedir. Muvaffakiyet Allah'tandır.

39 ﴿