86

"İşte bunlar, âhiret hayatına mukabil dünya hayatını satın alanlardır. Bu sebeple, onların azabı hafifletilmez ve onlara yardım da olunmaz" .

Bil ki, dünya lezzetleriyle ahiret lezzetlerini beraberce elde etmek, imkânsızs olup, mümkün değildir. Halbuki Cenâb-ı Hak, mükellefe, bunlardan dilediği ve istediği herhangi birini elde edebilme imkânı vermiştir. Buna göre mükellef, bu ikisinden birisini elde etmekte meşgul olduğu zaman, öte yandan diğerini elden kaçırmış olur. Böylece Cenâb-ı Hak, yahudilerin kitablarında mevcut olana iman etmekten yüz çevirdiklerinden içinde bulundukları küfür ile elde ettikleri dünyevî lezzetleri bir alışveriş olarak kabul etmiştir. Bu, Allah tarafından onların şiddetli bir biçimde zemmedilmeleridir. Çünkü, dünyadaki alışverişinde aldanmış olan kimse, kınanır. Hatta bu kimse, aklından zoru olmakla nitelenir. Durum böyleyken, ahireti vererek dünya metaını satın alan kimse, kınanmaya ve zemmedilmeye daha lâyıktır.

Azablarının Hafifletilmemesi

Cenâb-ı Hakk'ın: buyruğuna gelince, bunda iki mesele vardır.

Birinci Mesele

O'nun, (......) ifâdesine fâ harfinin dahil olması hususunda iki görüş vardır:

a) Bu ifâdeyi, (......) ifâdesine atfetmek için getirilmiş fâ harfidir.

b) Emrin cevâbı manasına olduğu için, fâ harfi getirilmiştir. Bu senin, tıpkı "uyanık ol, şu sapıklar var ya onlarda hayır yoktur demen gibidir. Birinci izah, daha makbuldür, çünkü bu izahta herhangi bir takdire izah duyulmamıştır.

Hafifletmek Ve Kesintiye Uğrama Meselesi

Bazı alimler, hafifletmeyi azabın kesintiye uğramamasına, tam aksine devam edip gitmesine hamletmişlerdir. Çünkü, azâb kesilecek olsa, mutlaka Uğrama Meselesi hafiflemiş olur. Bazı âlimler ise bu ifâdeyi, onun devamına değil şiddetine hamletmişlerdir. Evlâ olanı, şöyle denilmesidir: Azab, her vakit ya da bazı vakitlerde, bazan kesintiye uğramak, bazan da azaltılmak suretiyle hafifletilebilir. Cenâb-ı Hak, onların azabını hafifletilmemekle vasfedince, bu bizim söylediğimiz şeylerin hiçbirinin olmamasını gerektirir..

Allah'ın buyruğuna gelince, bu hususta iki görüş vardır. Ekseri âlimler bu ifadeyi ahiret hususundaki yardımın yokluğuna hamletmişlerdir. Yani, "Hiç kimse bu azabı onlardan gideremez ve onlar Allah'ın azab etmeyi dilediği kimselere yardımda bulunamazlar" demektir. Bazılanysa bunu, dünyevî husustaki yardımın yokluğuna hamletmişlerdir ki, birincisi evladır. Çünkü Allahü Teâlâ, bunu onların yaptıklarına bir ceza olarak vermiştir. İşte bu sebepten dolayı Cenab-ı Hak, "Bu sebeple onlardan azâb hafifletilmez buyurmuştur. Bu nitelik, ancak âhirete uygun düşer, çünkü dünyevî ceza meydana gelirse, bu günah işleyene tatbik edilen hadler, cezalar gibi olur. Bir de. bazan kâfirler, mü'minlere üstün gelebilirler.

86 ﴿