105

"Ehl-i Kitâb'ın kâfirleri de, müşrikler de size Rabbinizden bir hayır indirilmesini istemezler. Allah ise rahmetiyle kimi dilerse onu mümtaz kılar. Allah en büyük lutf-u inayet sahibidir" .

Bil ki Allahü Teâlâ adavet ve inadlaşma hususunda yahûdi ve kâfirlerin durumunu beyân edince, mü'minleri onlardan sakındırarak, buyurmuştur. Böylece o yahûdî ve kâfirlerin kalblerinde, mü'minlerin üstünlüğünü ortaya çıkaracak her hangi bir karşı sevgi ve muhabbet olmadığını bildirmiştir. Burada iki mesele vardır:

Bu Âyet Edatının Her Üç Çeşidini İhtiva Eder

Âyette geçen ilk (......) min-i beyâniyedir. Çünkü, (......) ifâdesi altında iki türün yani Ehl-i Kitâb ve müşrik kâfir türünün bulunduğu bir cinstir. Bunun delili, Cenâb-ı Allah'ın: "Ehl-i kitab ve müşrik olan kâfirler..."(Beyyıne. 1) âyetidir. Âyetteki ikinci "hayr" kelimesinin istiğrak (bütün hayırları) ifâde etmesinden dolayı zaidedir. Üçüncü ise, ibtida-i gaye içindir.

İkinci Mesele

"Hayr", vahiy demektir. Rahmet de vahiy mânasıına gelir. Buna Allah'ın: "Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar?" (zuhruf, 32) âyeti delâlet eder. Âyetin manası şöyledir: Onlar kendilerini, vahyedilmeye daha lâyık görürler. Böylece size hased ederler, size vahiy gönderilmesinden hoşlanmazlar.

Sonra Cenâb-ı Allah bu hasedin, vahyin zeval bulmasına tesir etmeyeceğini beyân etmiştir. Çünkü Allahü teâlâ rahmetini ve ihsanını dilediği kimselere has kılar.

Yahudilerin Nesh'e İtirazları

105 ﴿