12"O inkâr edenlere, "Yakında mağlub olacaksınız ve (toptan) cehenneme sürüleceksiniz. O ne kötü yataktır" de!" . Ayetle ilgili birkaç mesele vardır: Hamza ve Kisâî bu âyeti, her iki fiil-i müzarîde de yâ ile şeklinde, diğer kıraat imamları ise te harfi ile (......) şeklinde okumuşlardır. Bunu yâ ile okuyanlara göre mana, "Onlara mağlub olacakları ulaştı..." şeklinde olur. Bu kıraatin doğruluğuna"İmân edenlere, "Allah'ın günlerinin (geleceğini) ümid etmeyenlere aldırış etmemelerini söyle" (Câsiye 14) ve meyenlere aldırış etmemelerini söyle.." (Câsiye, 14) ve "Mü'min erkeklere söyle, bakışlarını kıssınlar" (Nûr, 30) âyetleri de delâlet eder. Allahü teâlâ bu âyette, "bakışlarını kıssınlar" buyurmuş, bakışlarınızı kısınızj-at dememiştir. "Te" harfi ile okuyanlar ise, fiilleri muhatab kabul etmişlerdir. Bu kıraatin güzel olduğuna da "Allah, peygamberlerinden, "size kitap verdim..' diye mtsâk aldığı zaman.." (Âl-i İmran, 81) âyeti delâlet eder. Mâna bakımından bu iki kıraatin farkı şudur: "Te" ile okumak, onlara başlarına gelecek mağlubiyet ve cehenneme sürülmeyi, onlara haber vermeyi emir manasına gelir. Yâ ile okumak ise, onlara bunu bizzat söylemeyi emir mânasına gelir. Allah en iyi bilendir. Sebeb-i Nüzulü Âlimler bu âyetin hususunda şu iki rivayeti ileri sürmüşlerdir: 1- Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Bedir'de Kureyş'e karşı savaşıp Medine'ye döndüğünde, yahudileri, Benî Kaynuka mevkiinde toplayarak onlara şöyle der: "Ey yahudiler, Kureyş'in başına gelen, sizin de başınıza gelmeden önce müslüman olunuz" dedi. Onlar da: "Ey Muhammed, Kureyş'ten, savaştan anlamayan bir grubu öldürüp yenmen seni aldatmasın. Eğer bizimle savaşsaydın, anlardın" dediler. Bunun üzerine Allahü teâlâ, bu âyeti indirdi. 2- Medineli yahudiler, Bedir'de kâfirlerin başına geleni öğrenince "Allah'a yemin ederiz ki, bu, Hazret-i Musa'nın Tevrat'ta müjdelediği ve vasıflarını sayıp, sancağının yere düşmeyeceğini haber verdiği ümmî peygamberdir" dediler. Daha sonra da birbirlerine, "Hele acele etmeyiniz" dediler. Uhud Savaşı olup, Hazret-i Peygamber'in ashabı gerileyince, onlar, "Bu, o müjdelenen peygamber değil" dediler ve şekavetleri daha ağır bastığı için müslüman olmadılar. İşte bunun üzerine Allah, bu âyeti indirdi. 3- Bu âyet, Allahü teâlâ'nın küfür üzere öleceklerini bildiği bir gurup belli kâfir hakkında gelmiştir. Âyette, onların kimler olduğunu belirten bir açıklama yoktur. "Teklîf-i Mala Yutâk"ın caiz olduğunu söyleyenler, bu âyeti delil getirmiş ve şöyle demişlerdir: "Allahü teâlâ kâfirlerden bu grubun, cehenneme toplanacaklarını haber vermiştir. Eğer onlar imân edip, tâate yönelselerdi, bu haber yalana dönmüş olurdu. Bu ise imkânsızdır. İmkânsızı gerektiren şey de imkânsızdır. Binâenaleyh onların imân etmeleri ve tâatte bulunmaları imkânsızdır. Halbuki onlar, bunlarla emrolunmuşlardır. Buna göre onlara, imkânsız olan güç yetiremeyecekleri bir şey emrolunmuştur." Bu meselenin geniş izahı (Bakara, 6) âyetinin tefsirinde geçmiştir. İslâm'ın Zaferinin Önceden Haber Verilmesi Âyette geçen "Mağlup olacaksınız" buyruğu, haber verdiği şey, aynen vuku bulmuştur, Binâenaleyh, bu gaybtan haber vermedir ve bir mu'cizedir. Bunun bir benzeri de, "Rumlar yakın bir yerde mağlub oldu. Onlar bu yenilmelerinin ardından galib geleceklerdir" (Rûm; 2-3) âyeti ile; Hazret-i İsâ (aleyhisselâm) hakkındaki, "Evlerinizde ne yiyor ve ne biriktiriyorsanız size haber veririm..." (Âl-i İmran, 49) âyetidir. Âyet, kıyamette yeniden dirilmenin, haşrın ve neşrin olacağına, ve kâfirlerin dönderileceği yerin cehennem olduğuna delâlet etmektedir. Cenâb-ı Allah bu âyetin sonunda, "ne kötü yataktır" buyurmuştur. Bu böyledir, çünkü Hak teâlâ o kâfirlerin cehennemde toplanacaklarını haber verince, "O ne kötü yataktır!" diye onu vasfetmiştir. Mihâd kelimesi "yatak gibi üzerinde uyunan ve rahat edilen yer" mânasındadır. Allahü teâlâ "Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyicileriz!" (zariyat, 48) buyurmuştur. Allahü teâlâ, kâfirlerin cehenneme gireceklerini haber verince, o cehennemin şerli olduğunu bildirmiştir. Çünkü âyetteki (......) kelimesi, şer ve şiddet mânasına gelen (......) kelimesinden alınmıştır. Nitekim Allahü Teâlâ: "Zulmedenleri şiddetli birazab ile yakaladık" buyurmuştur. Cehennem malum, biz ondan Allah'ın fazlına sığınıyoruz. |
﴾ 12 ﴿