51

"Benden önceki Tevrat'ı tasdik edici olarak ve size haram kılınmış olanbazı şeyleri helâl kılmak için (geldim). Size Rabb'inizden âyet (mu'cize) getirdim. Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin. Şüphe yok ki Allah benim de Rabb'imr sizin de Rabb'inizdir. Öyle ise O'na kulluk edin. İşte sırat-ı müstakim budur" .

Hazret-i İsa'nın Tevrat'ı Tasdik Etmesinin Mânası

Bil ki Hazret-i İsa (aleyhisselâm), bu apaçık mu'cizeler ile, kendisinin Allah katından gönderilmiş bir peygaber olduğunu açıklayınca, bunun peşisıra hangi sebeplerle gönderildiğini beyân etmiştir. Onlar da şu iki şeydir:

1- "Önümdeki Tevrat'ı tasdik edici olarak..." Bu tabir ile ilgili iki mesele vardır:

Birinci Mesele

Biz, bir önceki âyetteki sözünün takdirinin "Ben, "Muhakkak size bir âyet getirdim" diyen birisini İsrailoğullarına peygamber olarak gönderiyorum" şeklinde olduğunu söylemiştik. Buna göre bu âyetteki (......) kelimesi, oradaki cümlesine ma'tuftur. Bunun takdiri ise şu şekildedir: "Ben, muhakkak size âyet getirdim ve önümdeki Tevrat'ı tasdik edici olarak gönderildim" diyen birisini İsrailoğullarına peygamber olarak gönderiyorum" sözün delâlet etmesi sebebiyle, bu kısımların hazfi yerinde olmuştur.

İkinci Mesele

Her peygamberin, bütün peygamberleri tasdik etmesi gerekir. Çünkü onların peygamberliklerinin sabit olmasının yolu da mu'cizedir. Buna göre mu'ci- zesi bulunan herkesin peygamber olduğunu kabul etmek gerekir. İşte bu sebepten ötürü biz, Hazret-i İsa (aleyhisselâm)'nın, Hazret-i Musa (aleyhisselâm)'ya Tevrat'ın verilmiş olduğunu tasdik etmesi gerektiğini söyledik. Hazret-i İsa'nın İsrailoğullarına peygamber olarak gönderilişinin maksatlarından birisi belki de, Tevrat'ı iyice anlatıp münkirlerin şüphelerini ve cahillerin yaptığı tahrifatları ortadan kaldırmaktır.

Hazret-i İsa'nın Şeriatının Bazı Haramları Helal Kılması

2- "Ve size haram kılınmış olan bazı şeyleri size helâl kılmak için..." Bu hususta bir suâl vardır, o da şudur: "Bu son kısım bir önceki ifâde ile tezad teşkil eder. Çünkü bu, Hazret-i İsa'nın Tevrat'ta İsrailoğullarına haram kılınmış olan bazı şeyleri helâl kılmak için geldiğini gösteren açık bir ifâdedir. Bu da İncil'in hükmünün, Tevrat'ın bu hususlardaki hükmünün aksini ifâde etmesi gerekir. Binâenaleyh bu, Hazret-i -İsa'nın "Önümdeki Tevrat'ı tasdik edici olarak" şeklindeki sözü ile tezad teşkil eder?

Buna şöyle cevap verilir: Bu iki ifâde arasında herhangi bir tenakuz yoktur. Çünkü Tevrat'ı tasdik etmek demek, onda bulunan herşeyin hak ve doğru olduğuna inanmaktan başka birşey değildir.

İkincisi Tevrat'ta zikredilmediğine göre, Hazret-i İsa'nın Tevrat'ta haram kılınan şeyleri helâl kılması, O'nun Tevrat'ı tasdik edişine ters düşmez. Yine Hazret-i İsa (aleyhisselâm)'nın geleceği Tevrat'ta müjdelendiğine göre, Hazret-i İsa'nın gelmesi ve O'nun şeriatı, Tevrat'a ters düşmüş olmaz.

Sonra âlimler bu hususta ihtilaf ederek, bazıları, Hazret-i İsa'nın Tevrat'ın hiçbir hükmünü değiştirmediğini söylemişlerdir. Vehb İbn Münebbih şöyle demiştir: "Hazret-i İsa (aleyhisselâm), Hazret-i Musa (aleyhisselâm)'nın şeriatında idi. O da cumartesi yasağını kabul ediyor ve kıble olarak Beyt-i Makdis'e dönüyordu."

Sonra Vehb, "Size haram kılınmış olan bazı şeyleri size helâl kılmak için (geldim)" ifâdesini şu iki şekilde tefsir etmiş ve:

a) "Yahudi âlimleri, kendi kendilerine bazı asılsız hükümler uydurmuş ve bunları Hazret-i Musa'ya nisbet etmişlerdi. Hazret-i İsa (aleyhisselâm) gelince, bu gibi hükümleri kaldırmış ve bunların asılsız olduğunu belirtip, durumu Hazret-i Musa (aleyhisselâm) zamanındaki şekline getirmiştir.

b) Allahü teâlâ, İsrai loğ utlarının işledikleri bazı günahlardan ötürü, onlara bir ceza olsun diye, bazı şeyleri onlara haram kılmıştı. Nitekim Hak teâlâ, "Yahudilerin işledikleri bir zulüm sebebi ile, biz (evvelce) kendileri için helâl kılınan temiz ve güzel şeyleri onlara haram kıldık" (Nisa. 160) buyurmuştur.

Sonra bu haram kılma, yahudiler için devam edegelmiştir. Daha sonra Hazret-i İsa (aleyhisselâm) gelerek, bu çetin hükümleri kaldırmıştır" demiştir. Diğer bazı âlimler ise şöyle demişlerdir: Hazret-i İsa (aleyhisselâm), Tevrat'ın birçok hükmünü kaldırmıştır. Fakat bu, onun, yukarıda da açıkladığımız gibi, Tevrat'ı tasdik etmiş olmasına bir zarar vermez. O, cumartesi ile ilgili hükmü kaldırmış, onun yerine pazar günü hükmünü koymuştur. O, yaptığı her işte isabetlidir. Çünkü biz, nâsih ile mensuh'un, ikisinin de hak ve doğru olduğunu beyân etmiştik.

Daha sonra Cenâb-ı Allah "Size Rabb'inizden âyet (mu'cize) getirdim" buyurmuştur. Bu ifâde tekrar edilmiştir. Çünkü insanı, eskiden beri alıştığı şeylerin tesirinden koparmak zordur. İşte bundan dolayı Hazret-i İsa'nın sözü onların kalplerine daha faydalı ve tabiatları üzerinde daha tesirli olsun diye, mu'cizeleri tekrar zikretmiş, sonra onları korkutarak Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin" demiştir. Çünkü peygambere itaat etmek, Allah'tan ittikâ etmenin gereklerindendir. Böylece O, "Gerçekten Allah'tan korktuğunuz zaman, Rabb'im adına size emrettiğim şeylerde de bana itaat etmeniz gerekir" demiş, daha sonra da sözünü şöyle bitirmiştir "Şüphe yok ki Allah benim de Rabb'im, sizin de Rabb'İnizdir. Öyle ise O'na kulluk edin. İşte sırat-ı müstakim budur." Hazret-i İsa (aleyhisselâm)'nın bu sözden maksadı, kendisi hakkında bâtıl şeyler uydurup, O'nun ilâh veya İlâh'ın oğlu olduğunu söylemesinler diye, Allah'a boyun eğdiğini izhâr etmek ve O'nun kulu olduğunu itiraf etmektir. Çünkü O'nun, Allah'a kul olduğunu kabul edip ikrar etmesi, câhil hristiyanların O'nun hakkında iddia ettiği şeylere manî olur. Sonra O, "Öyle ise Allah'a kulluk edin" demiştir ki bu, "Allahü teâlâ bütün mahlukatın Rabb'i olduğuna göre, herkesin O'na ibâdet etmesi gerekir" manasındadır. Sonra da o bu hükmünü, "İşte sırat-ı müstakim (en doğru yol) budur" diyerek te'kid etmiştir.

51 ﴿