57

"İmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, (Allah) onların mükâfaatını tastamam verecektir. Allah zâlimleri sevmez" .

Bu âyetle ilgili birkaç mesele vardır:

Birinci Mesele

Hafs, Âsım'dan rivayet ederek, fiili yâ ile şeklinde, yani "Allah onlara mükâfaatlarını tastamam verir" manasında; diğer kıraat imamları da bir önceki âyette geçmiş olan (Hükmederim, azab ederim) ifâdelerine hamlederek "Onlara mükâfaatlarını tastamam veririz" şeklinde okumuşlardır ki evlâ olan bu kıraattir. Çünkü bu, sözün gelişine daha uygundur.

İkinci Mesele

Allahü teâlâ imân edenleri zikredip, sonra onları sâlih amel yapmış olmakla vasfetmiştir. Bu da, amel-i sâlih'in imanın hakikatinden başka birşey olduğunu gösterir. Bu husustaki delil ve açıklamalar daha önce birçok kez geçmişti.

Üçüncü Mesele

Amel-i Salih'in mükâfaatın sebebi olduğunu söyleyen kimse, âyetteki, "Onların mükâfaatlarını tastamam vereceğiz" ifâdesini delil getirerek, sevap elde etmek için ibâdet etmeleri hususunda, insanları ücret karşılığı çalışan kimselere benzetmiştir. Bu husustaki izahlar da daha önce geçmişti. Allah en iyi bilendir.

Dördüncü Mesele

Mu'tezile, "Allah zâlimleri sevmez" ifâdesini, Allahü teâlâ'nın, günahları reddedip onları irade etmediğine delil getirmişler ve şöyle demişlerdir: "Çünkü bir şeyi murad eden kimsenin o şey bir fiil olduğu zaman onu sevmiş olması gerekir. Fakat irâde ve sevgi şahıslarla ilgili olduğunda birbirlerinden farklı olurlar. Meselâ, "Zeyd'i seviyorum" denilir, fakat, "Zeyd'i irâde ediyorum" denilemez. Sevgi ile irâde fiillerle ilgili olduğunda, hakiki lügavî mânâlarında kullanılmaları durumunda, aynı mânaya gelirler. Böylece, "Allah zalimleri sevmez" sözü, "Allah zâlimlerin zulmünü irâde etmez, istemez" mânasında olmuş olur." İşte Kâdî de bunu böyle anlatmıştır. Bizim âlimlerimize göre, muhabbet kula, (sevgi), hayır ve menfaat ulaştırmayı murad etmek mânasındadır. Hak teâlâ, her nekadar kâfirin inkârını murad etmişse de, o kâfire hayır ve sevap ulaştırmayı dilemez. Nitekim biz bu meseleyi daha önce, birçok kere anlatmış idik.

57 ﴿