160

"Allah size yardım ederse, artık sizi yenecek yoktur. Sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size yardım edebilecek kimdir? Mü'minler, ancak Allah'a güvenip dayanmalıdır".

Ibn Abbas şöyle demektedir: "Size, Bedir gününde yardım ettiği gibi yardım ederse, size hiç kimse galip gelemez. Uhud gününde sizi yardımsız bıraktığı gibi yardımsız bırakırsa, size hiç kimse yardım edemez..." Bu âyette birkaç mesele vardır:

Birinci Mesele

Âyetin maksadının, (insanları) tâate teşvik ve ma'siyetten sakındırmak olduğu ileri sürülmüştür. Bu böyledir, çünkü Cenâb-ı Hak, daha önce, Allah'a isyan etmekten kaçınan kimselere yardım edeceğini beyân buyurmuştur ki bu, "Evet, siz sabr-ü sebat eder, sakınırsanız, onlar da ansızın üstünüze gelecek olurlarsa, Rabb'iniz size alametti beşbin melekle imdâd edecektir" (Âl-i İmran, 125) âyet-i kerîmesidir. Daha sonra Cenâb-ı Hak bu âyette de, kendisine yardım ettiği kimseyi hiç kimsenin yenemiyeceğini beyân buyurmuştur. Binâenaleyh, bu iki mukaddimenin toplamından ortaya şu netice çıkar: Allah'tan ittikâ eden kimse, dünya ve âhiret mutluluğunu elde etmiş olur. Çünkü o, yanında hiçbir bedbahtlığın bulunmadığı bir saadeti ve yanında hiçbir zilletin bulunmadığı bir izzeti elde etmiş, böylece de kendisine hiç kimsenin galip gelemiyeceği bir kimse haline gelmiştir. Ama, isyan eden kimselere gelince, Allah onları yardımsız bırakmıştır. Allah'ın yardımsız bıraktığı kimseler ise muhakkak ki, yanında hiçbir saadetin bulunmadığı bir bedbahtlığa ve yanında hiç bir izzetin bulunmayacağı bir zillete düşmüştür.

İkinci Mesele

Alimlerimiz bu âyetle, imanın, ancak Allah'ın yardımı; küfrün de, ancak Allah'ın bu yardımını kesmesiyle tahakkuk edeceği hususuna istidlal etmişlerdir ki, bunun izahı son derece açıktır. Zira bu, bütün işlerin Allah'a ait olduğuna delâlet etmektedir.

Üçüncü Mesele

Ubeyd İbn Umeyr, bir kimse bir kimseyi yardımsız ve çaresiz bıraktığında Arapların söylemiş olduğu tabirinden olmak üzere, âyeti (......) şeklinde okumuştur.

Dördüncü Mesele

Cenâb-ı Hakk'ın, "Ondan sonra" tabiri hakkında da iki izah yapılmıştır:

a) Yani, "Yardımını kestikten sonra.."

a) Bu senin "Falancadan sonra sana yardım edecek hiç kimse olmadı" demen gibidir. Cenâb-ı Hak daha sonra, "Mü'minler, ancak Allah'a güvenip dayanmalıdır" buyurmuştur. Yani, "Bütün işin Allah'ın elinde olduğu, O'nun kazasını geri çevirip hükmünü men edecek hiçbir şeyin bulunmadığı sabit olunca, mü'minin ancak Allah'a tevekkül etmesi gerekir. Cenâb-ı Hakk'ın, "Mü'minler, ancak Allah'a güvenip dayanmalıdır" buyruğu hasr ifâde etmektedir. Yani, "Yalnız Allah'a güvenip dayansın mü'minler; başkasına değil!" demektir.

Peygamber Hıyanet Etmez

160 ﴿