175

"İşte O, ancak (sizi) kendi dostlarından korkutmakta olan şeytandır. Öyle İse siz, onlardan korkmayın, benden korkun, eğer mü'minlerseniz...".

Bil ki âyetteki "Şeytan" kelimesi, "Sizi geri koymak isteyen ancak o şeytandır' manasında olmak üzere, lâfzının haberidir. kısmı da müste'nef bir cümle olup, şeytanın geri koyusunu açıklamak için getirilmiştir veya "Şeytan" lâfzı, ism-i işaretin sıfatı, cümlesi ise, ism-i işaret olan (......) kelimesinin haberidir. Buradaki şeytandan murad, (Ebu Süfyan'a rastlayan) o topluluktur. Bunun Nu'âym İbn Mes'ud olduğu da söylenmiştir. Nu'aym kâfirlikte ileri gidip azdığı için, "şeytan" diye ifâde edilmiştir. Bu, Hak teâlâ'nın "İnsan ve cin şeytanları., ." (Enam, 112) âyetinde belirtildiği gibidir. Bunun şeytanın kendisi olup, müslümanları vesveseleriyle korkuttuğu da söylenmiştir.

Fiilinin Kullanılışı Hakkında

Hak teâlâ'nın, "Kendi dostlarından korkutmakta olan..." ifâdesi ile ilgili şöyle bir soru vardır: Allah'ın kendilerine "şeytan" dediği kimseler, mü'minleri korkutuyorlar. O halde, "Kendi dostlarından korkutmakta olan şeytan..." ne demektir? Müfessirler bu hususta şu üç görüşü belirtmişlerdir:

1-Bu ifâdenin takdiri, "O şeytan sizi, kendi dostlarıyla korkutur" şeklindedir. Bu takdirdeki hem ikinci mef'ul olan "sizi" kelimesi, hem de harf-i cerr hazfedilmiştir. İkinci mef'ûlün hazfine misal, Hak teâlâ'nın, "Onun için korkarsan, onu denize bırak" (Kasas. 7) âyetidir. Yani, "onun hakkında Firavun'dan korkarsan." demektir. Harf-i cerrin hazfine misal ise, "Çetin azabı inzâr edesin diye..." (Kehf, 2) yani "çetin azab ile inzâr edesin diye.." âyeti ile "Okavuşma gününe inzâretmek için, yani, o kavuşma günü ile inzâr etmek için..." (Mümin, 15) âyetidir. Bu, Ferra, Zeccâc ve Ebu Ali'nin görüşü olup, bunlar görüşlerine, Ubey İbn Ka'b (radıyallahü anh)'ın bu âyeti, şeklindeki kıraatini delil getirmişlerdir.

2) Bu, Zeyd'i Amr'dan korkuttum" diyen kimsenin sözü gibidir. Buna göre âyetin takdiri, "sizi dostlarından korkutan" şeklindedir. Binâenaleyh burada sadece birinci mef'ul hazfedil mistir. Bu, senin "O kavme malları verdim" demen gibidir. İbnu'l-Enbâri, bu görüşün, delili olmayan bir harf-i cerrin hazfedildiğini söyleyenlerin görüşünden evlâ olduğunu, (Kehf, 2) yani ve (Mû'min. 15) yani takdirinde olduğunu, bu fiilin harf-i cersiz olarak iki mef'ul alabildiğini ve meselâ, "Zeyd savaştan korktu" ve "Onu savaştan korkuttum" denilebildtöini, buna ten Mvt'ud (radıyallahü anh)'un Ayeti (......) şeklindeki kıraatinin de delalet ettiğini söylemiştir.

3- Ayetin manası şöyledir: "Şeytan, müşriklere karşı savaştan geri dursunlar diye, münafık dostlarını korkutur." Buna göre bu tabir "Şeytan, kendisine itaat edip emrini tutan dostlarını korkutur. Fakat Allah dostlarına gelince, onlar bunları korkutmak istediklerinde Allah dostları korkmaz, şeytanın muradına boyun eğmezler" manasındadır. Bu, Hasan el-Basrî ile Süddî'nin görüşüdür. Binâenaleyh birinci görüşte iki hazif; ikinci görüşte bir hazif bulunup, üçüncü görüşte ise herhangibir hazif yoktur. Âyette geçen "Şeytan dostlarından" maksad, müşrikler ve kâfirlerdir.

Âyetteki, "Öyle ise siz onlardan korkmayın" ifâdesindeki (onlar) zamirinin mercii, ilk iki görüşe göre şeytanın dostlarına, üçüncü görüşe göre ise, "İnsanlar size karşı ordu hazırladılar" (Âl-i imran, 173) âyetindeki "insanlara" râcidir. Buna göre mana, "Onlardan korkup da, savaşa gitmemeztik etmeyin ve çekinmeyin" şeklindedir.

Âyetteki, "Benden korkun" yani, "Peygamberimle birlikte cihada çıkın ve her emrine koşun. "Eğer mü'minlerseniz..." yani, "iman, Allah'ın korkusunu insanların korkusuna tercih edip üstün tutmanızı gerektirir" demektir.

İnkâra Koşanlar Seni Üzmesin

175 ﴿