198'Fakat Rab'lerinden ittikâ edenler (yok mu), onlar için kendileri orada ebedî kalmak, Rab'leri katından verilecek nice ziyafetlere konmak üzere, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah'ın nezdinde olan şeyler, iyiler için daha hayırlıdır". Bil ki Allahü teâlâ, vâ'îd ifâde eden âyeti zikredince peşisıra ikramını va'adettiği âyetini getirmiştir. Bu âyette geçen "nüzul" kelimesi, misafir için hazırlanan şey (ziyafet ve ikram) demektir. Hak teâlâ'nın "Fakat Rab'lerinden ittikâ edenler" buyruğu, bütün taatları yapmayı içine alır. Çünkü "takva" mefhumuna, nehyeditenlerden ve emredilenleri yapmamaktan kaçınma girer. Bazı âlimlerimiz bu âyetle, ru'yetullah'ın (âhirette Cenâb-ı Allah'ın görülmesinin) olabileceğine istidlal etmişlerdir. Çünkü bütün cennet bir ziyafet ve ikram olduğuna göre, ikramın en büyüğü olsun diye, ru'yetullah'ın da bulunması gerekir. Bunun bir benzeri de. "Hakîkaten, imân edip sâlih amellerde bulunanların konakları firdevs cennetleridir" (Kehf. 107) âyetidir. Âyetteki "Nüzülen" kelimesi, "cennûtün" kelimesinden hâl olarak mansubtur. Çünkü "cennâtün" lâfzı sıfat ile tahsis edilmiştir. Bunun âmili ise, lâfzındaki lâm harf-i cemdir (yani zarf-ı müstekardır). "Nüzülen" kelimesinin, te'kid manasına geten mef'ulü mutlak olması da caizdir. Çünkü onların cennetlerde ebedî kalışları, onların orada konaklamaları veya ağırlanmaları manasınadır. Ferrâ bu kelimenin, bir tefsiriyye (temyiz) olarak mansub olduğunu söylemiştir. Nitekim sen, O bir hibe, bir satış ve bir sadaka olarak senindir" dersin. Daha sonra Cenâb-ı Hak, "Allah nezdindeki" devamlı ve çok nimetler, günahkârların alıp sattıkları o yok olucu az mallardan "İyiler (ebrâr) için daha hayırlıdır" buyurmuştur. Mesleme İbn Muhârib ile Â'meş, zâ harfinin sükûnu ile kelimeyi (......) şeklinde; Yezid İbn Ka'ka'a da, âyetin başını şeddeli olarak (......) seklinde okumuşlardır. |
﴾ 198 ﴿