124

"Erkek veya kadın, salih amellerden (birşey) yaparsa, işte onlar cennete girerler. Bir çekirdeğin çukurcuğu kadar bile haksızlığa uğratılmazlar".

Mesruk: "Cenâb-ı Hakk'ın, "Kim bir kötülük yaparsa, ondan ötürü onunla cezalandırılır" (Nisa. 123) âyeti nazil olunca ehl-i kitap, müslümanlara "Biz ve siz aynıyız" dediler. İşte bunun üzerine bu âyet-i kerime, Cenâb-ı Hakk'ın "İyilik yapan (bir insan) olarak, kendisini Allah'a teslim eden, İbrahim 'in Allah 'ı bir tanıyıcı dinine tâbi olan kimseden daha güzel dinli kimdir..." (Nisâ.125) ifadesine kadar nazil oldu" demiştir.

Bu âyetle ilgili birkaç mesele vardır:

Birinci Mesele

İbn Kesir ve Âsimin ravisi Ebu Bekr, yâ harfinin dammesi ve hâ harfinin fethasıyla olmak üzere, meçhul sîgasında "Cennete girdirilirler" şeklinde okurlar. Yine aynı imamlar, Meryem (60. âyet) ile Mü'min (40. âyet) âyetlerini de böyle okumuşlardır. Diğer kıraat imamları ise, bu suredeki bütün bu gibi yerleri, cennete girme fiilini insanlara nisbet ederek, yâ harfinin fethası ve hâ harfinin zammesi ile (girerler) şeklinde okumuşlardır.

Her iki kıraat de güzeldir. Birincisi güzeldir, çünkü daha vecizdir ve "Onları cennete sokarım" şeklindeki sözün doğruluğuna delalet eder ve "Haksızlığa uğratılmazlar" tabirine de uygun düşer. İkinci kıraat ise, Hak teâlâ'nın "Siz ve zevceleriniz cennete girin" (zuhruf, 70) ve "Selametle girin oraya" (Kâf, 34) âyetlerine uygun düşer. Allah en iyi bilendir.

İkinci Mesele

Alimler şöyle derler: "Âyetteki iki arasındaki fark şudur: Birincisi, min-i teb'îziyye (bazı manasına)dir. Buna göre mana, "Kim salih amellerden bazısını (birşey) yaparsa" şeklinde olur. Çünkü hiçbir insan, salih amellerin hepsini yapamaz. Hatta bundan murad, salih amellerden bir kısmını mü'min olarak yapan kimsenin, mükâfaata müstehak olacağıdır."Bil ki bu âyet büyük günah sahibinin cehennemde ebedî olarak kalmaycağmı, sonunda cennete geçeceğini gösteren delililerin başında yer alır. Bu böyledir, çünkü biz, büyük günah sahiplerinin de mü'min olduğunu izah etmiştik. Bu sabit olunca deriz ki: Büyük günah sahibi namaz kılar, oruç tutar, haccını yapar ve zekatını verirse, bu âyetin hükmüne göre cennete girmesi; günahkârlarla ilgili va'îdi ilâhileri gösteren âyetlerin hükmüne göre ise, cehenneme girmesi gerekir. Bu durumda ya o, önce cennete girer, sonra cehenneme geçer ki bu ihtimal icmaen bâtıldır, ya da önce cehenneme girer, sonra cennete geçer ki, işte mecburen kabul edilecek olan doğru görüş budur. Allah en iyi bilendir.

Nakir'in Manası Nedir?

“Nakir”, hurma çekirdeğinin çukurundaki, hurmanın kendisinden çıkıp bittiği noktadır. Buna göre mana, "Onlar, çekirdeğin o noktası kadar bile, amelleri hususunda haksızlığa uğratmayacaklardır" şeklinde olur.

Buna göre şayet, "Başkaları da aynı durumda olduğu halde, Cenâb-ı Hak sadece, salih kimselerin zulme uğratılmayacağım söylemiştir? Nitekim Cenâb-ı Hak, (umumi bir hüküm olarak):

"Rabbin, kullarına zulümkar değildir" (Fussilet, 46) ve "Allah, alemlere hiçbir zulüm etmek istemez" (Âl-i İmran. 108) buyurmuştur" denilir ise, buna şu iki şekifde cevap verebiliriz:

a) Hak teâlâ'nın, "Haksızlığa uğratılmazlar" ifadesinde bahsedilenler hem günah, hem de sâlih amel işlemiş olan kimseler olabilir.

b) Sevabı noksan olarak verilmeyen herkes, cezasının artırılmamasına daha lâyık olur. İşte, insanlar arasındaki hüküm budur. Binâenaleyh Allahü teâlâ bu hükmü, insanlar arasında örf haline gelmiş olan şeye uygun olarak anlatmıştır.

Hazret-i İbrahim'in Yüce Dinine Girmek

124 ﴿