159"Ehl-i kitaptan hiçbiri hariç olmamak üzere, ölümünden evvel andolsun, O na mutlaka iman edecek, O da kıyamet günü kendileri aleyhine bir şahid olacaktır". Bil ki Cenâb-ı Hak, yahudilerin rezaletlerini, hal ve hareketlerinin çirkinliğini zikredip, onların Hazret-i İsa'yı öldürmeyi kafalarına koyduklarını belirtip bu maksatlarını elde edemediklerini; Hazret-i İsa'nın en büyük mertebe ve makamı elde etmiş olduğunu açıklayınca, Hazret-i İsa'ya son derece düşman olan o yahudilerden her birinin, ancak O'na iman ettikten sonra dünyadan göçeceklerini beyân ederek, "Ehl-i kitaptan hiçbiri hariç olmamak üzere, ölümünden evvel, andolsun, Ona mutlaka iman edecek..." buyurmuştur. Bil ki, bu ifadenin başındaki (......) nefy (olumsuzluk) yani, (......) manasındadır. Bu, Cenâb-ı Hakk'ın tıpkı, "Sizden hiçbiriniz müstesna olmamak üzere, mutlaka oraya uğrayacaktır" (Meryem, 71) âyeti gibidir. Buna göre kelamın takdiri, "Ehl-i kitaptan herkes. Ona mutlaka iman eder" şeklinde olur. Sonra biz, yahudilerin ekserisinin, ölürken Hazret-i İsa'ya iman etmediklerini müşahede ediyoruz. İşte biz, buna şu iki şekilde cevap verebiliriz: a) Şehr İbn Havşeb'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Haccac, "Ben bu âyeti okuduğumda, bu âyetten ötürü gönlümde bir şey, (bir istifham) kalmıştı. Çünkü ben, yahudilerin boynunu vuruyor, ama onlardan böyle bir şey duyamıyordum" demişti. Bunun üzerine, ben de, "Yahudiye ölüm gelip çattığında, melekler onun yüzüne ve dübürüne vurarak şöyle derler: "Ey Allah'ın düşmanı, Hazret-i İsa sana peygamber olarak geldi de, sen onu tekzib ettin." Bunun üzerine ölen o yahudi de, "Ben, O'nun Allah'ın kulu olduğuna iman ettim" der. Yine melekler ölmek üzere olan hristiyana, "Hazret-i İsa, sana peygamber olarak geldi, ama sen onun, "Allah ve Allah'ın oğlu olduğunu iddia ettin" derler. O hristiyan da, "O'nun, Allah'ın kulu olduğuna (şimdi) iman ettim" der. Böylece ehl-i kitap, Hazret-i İsa'ya iman etmiş olurlar, ama onlara bu imanları fayda vermez" dedim. Bunun üzerine Haccac doğrulup oturdu ve "Bunu kimden naklettin?" deyince, "Bana, bunu Muhammed İbn Ali İbn el-Hanefiyye anlattı" dedim. Haccac da, bir dal ile toprağı çizmeye başlayarak, "Yemin olsun ki sen bunu, saf ve temiz bir kaynaktan almışsın" dedi. İbn Abbas (radıyallahü anh)'ın, bu âyeti bu şekilde tefsir ettiği ve İkrime'nin ona şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Eğer ehl-i kitap, damdan düşse veya yansa veyahut da yırtıcı bir hayvan tarafından yenilse de mi, böyle olur?" İbn Abbas (radıyallahü anh), "O, bunları düşerken, havada iken söyler ve canı çıkmadan ona iman eder" demiştir. Übeyy İbn Ka'b'ın 'Onlardan herbiri, ölümlerinden önce İsa'ya iman edecekler" manasında olmak üzere şeklindeki kıraati de buna delâlet eder. Çünkü "herbiri" kelimesinde de "çoğul" manası vardır. Keşşaf sahibi de şöyle der: "Allah'ın, ölümden önce ehl-i kitabın Hazret-i İsa'ya iman edeceklerini haber vermesinde ki mana şudur: "Onlar her ne zaman Hazret-i İsa'ya mutlaka iman etmeleri gerektiğini bilirlerse, Hazret-i isa'ya imanlarının kendilerine fayda vereceği bir zamanda O'na iman etmeleri, kendilerine fayda vermeyeceği bir zamanda iman etmelerinden daha evlâdır." b) Âyetteki, ifadesi "Hazret-i İsa'nın ölümünden önce" manasındadır. Buna göre bu âyetten murad, "Hazret-i İsa (ahir zamanda) inerken, mevcut olan bütün ehl-i kitap, mutlaka O'na iman ederler" manasıdır. Bazı kelamcılar şöyle demişlerdir: "Bu, Hazret-i İsa'nın gökten yere inmesine manî değildir. Ancak ne var ki O, mükellefiyetler dönemi artık bittiği zaman veyahut da bilinmiyecek bir şekilde iner. Çünkü, mükellefiyetin devam ettiği zaman ve kendisinin Hazret-i İsa olduğu bilinecek bir şekilde inerse, bir peygamber olarak inmiş olur. Halbuki Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'den sonra, başka peygamber yoktur. Yahut O, bir peygamber olarak inmez ki bu, peygamberler hakkında caiz olmayan bir şeydir." İşte böyle bir müşkil bence zayıftır. Çünkü peygamberlerin sonu, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, peygamber olarak gönderilmesiyle noktalanmıştır. Dolayısıyla Hazret-i Muhammed peygamber olarak gönderildiğinde, peygamberlik müessesesi sona ermiş olur. Hazret-i İsa'nın, dünyaya indikten sonra, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in dinine tâbi olması uzak bir ihtimal sayılmaz. Daha sonra Cenâb-ı Hak, "O da Kıyamet günü kendileri aleyhine birşahid olacaktır" buyurmuştur. Denildi ki, Hazret-i İsa(aleyhisselâm), yahudilerin kendisini yalanlayıp, kendisine ta'n ettiklerine; hristiyanların ise kendisini Allah'a şirk koştuklarına şahidlik eder. Aynı şekilde her peygamber, ümmetine karşı şahiddir Zulümleri Sebebiyle Yahudilere Bazı Helallerin Haram Kılınması |
﴾ 159 ﴿