37

"inkâr edenler şüphe yok ki, mallarını halkı Allah yolundan alıkoymak için harcarlar. Harcasınlar onları! Nihayet bu, onlara bir yürek acısı olacaktır. Sonra da mağlup olacaklardır. O kâfirler, en son cehenneme sürüleceklerdir ki, Allah murdan temizden ayırdetsin, murdarı birbiri üstüne koyup topunu birden yığsın da, onu cehenneme atsın. Onlar, en büyük zarara uğrayanların ta kendileridir.

Bil ki, Allahü Teâlâ, bedenî taatler hususunda o kâfirlerin hallerini şerhedip açıklayınca, bunun peşinden onların malîtâatler konusundaki hallerini de zikretmiştir.

Mukâtil ve Kelbi şöyle demektedirler: "Bu ayeti Bedir Günü, kâfirlerden, kâfirlere yemek yediren kimseler hakkında nazil olmuştur ki bunlar, Kureyş'in ileri gelen on iki kişisidir. "

Said İbn Cübeyr ve Mücâhid ise şöyle demiştir: "Bu ayet, Ebu Süfyan ve onun, Uhud Günü Hazret-i Muhammed'e karşı harbetmek için harcadığı malları hakkında nazil olmuştu. O, Araplardan meydana getirdiği ordunun dışında, Habeşlilerden de ikibin kişi kiralamış ve onlara, kırk okka infakta bulunmuştu. Bir okka, kırk iki miskâldir." Keşşaf sahibi de ayni şeyi söylemiştir. Daha sonra Cenâb-ı Hak, onların bu malı insanları Allah'ın yolundan alıkoymak için infâk ettiklerini beyân buyurmuştur. Yani, onların bu harcamadan gayeleri, Hazret-i Muhammed'e ittibâ etmekten, yani onlara göre böyle olmasa dahi, Allah'ın yolundan men etmektir.

Daha sonra Cenab-ı Hak "Ko harcasınlar onlar! Nihayet bu, onlara bir yürek acısı olacaktır" buyurmuştur. Yani, "Bu infâk yapılacak, ama neticesi yürek acısı olacaktır. Zira mal gidecek, fakat maksat hasıl ohnayacaktır. Aksine onlar, er geç mağlup olacaklardır" demektir. Nitekim Cenâb-ı Hak, "Allah şöyle yazmıştır: "Andolsun ki ben galip geleceğim, peygamberlerim de..." (Mücadele, 21) buyurmuştur.

Cenâb-ı Hakk'ın, Kâfirler en sonunda cehenneme sürüleceklerdir " buyruğu hakkında iki bahis bulunmaktadır:

Birinci bahis: Allah "(Ve cehenneme sürüleceklerdir") buyurmadı. Zira, onların içinde, müslüman olanlar, ileride olacaklar da bulunuyordu. Aksine Cenâb-ı Hak, küfürde devam edenlerin böyle olacağını beyân etmiştir.

İkinci bahis: Bu ifâdenin zahiri, onların haşrinin, sadece cehenneme olacağını gösterir. Çünkü, haberin takdimi, hasr ifade eder.

Bil ki, bu sözün gayesi şudur: Onlar, o infaklarında mallarını harcamadan dolayı, ancak dünyada yürek acısı ve haybet-i emel; ahirette de, şiddetli bir azabı elde edeceklerdir. Bu da, böylesi bir infâkta bulunmaktan büyük bir men ve nehyi ifâde eder. "Ki Allah, murdarı temizden ayırdetsin " buyruğu ile ilgili iki görüş bulunmaktadır:

Birinci Görüş: Yani, “Allah, pis olan kafirleri, temiz olan mü'minlerden ayırt eder. Böylece de, pis olanları üst üste istif eder ve onları bir araya toplar” demektir.Rekm kelimesi toplamak, birbirine katmak, eklemek demektir. Böylece de onlar, bir araya gelmiş olurlar. Bu tıpkı, Cenâb-ı Hakk'ın, "Neredeyse onlar, etrafında keçeler (gibi) oluyorlardı)., " (Cinn. 19) ifadesi gibidir. Yani, "... aşırı kalabalık olmalarından dolayı..." Binâenaleyh, Cenâb-ı Hakk'ın bu ayetteki ulâike lafzı, bu pis, habis gruba işarettir.

İkinci görüş: Ayette geçen habis (pis) kelimesiyle kâfirlerin, Hazret-i Muhammed'e düşmanlık yapmak için yapmış oldukları harcamaları tayyib kelimesi ile de, Hazret-i Muhammed'e yardım etme hususunda Ebû Bekir ve Hazret-i Osman'ın yapmış olduğu infâklar gibi, kâfirlerle cihad uğrunda mü'minlerin yapmış olduğu harcamalar murad edilmiştir. Buna göre mana, "Cenâb-ı Hak, o pis şeyleri üst üste yığar ve, onları cehenneme atarak, onlarla o kâfirlere azâb eder" şeklinde olur. Bu, tıpkı Cenab-ı Hakk'ın: "Bunlar, üzerlerinde yakılacak cehennem ateşinin içinde kızdırılacak da o kimselerin alınları, böğürleri ve sırtlan bunlarla dağlanacaktır" (Tevbe, 35) ayetinde anlatıldığı gibidir. Hak teâlâ'nın, ifadesindeki lâm, birinci görüşe göre, yuhşerûn ifadesine taalluk edip, buna göre mâna, "Allah, pis olan grubu temiz olan gruptan ayırmak için, onlar Allah'ın huzuruna sürülürler" şeklinde olur. İkinci görüşe göreyse, buradaki lâm ifadesine taalluk eder. Daha sonraki "Onlar, en büyük zarara uğrayaların ta kendileridir" buyruğu ise kâfirlere işaret etmektedir.

37 ﴿