89"Fakat o peygamber ve onun beraberinde bulunan mü'minler mallarıyla, canlarıyla savaştılar. İşte onlar var ya, bütün hayırlar onlarındır. Allah onlar için -kendileri, içinde ebedî kalıcı olmak üzere- altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte bu, en büyük saadettir". Bil ki Allahü teâlâ münafıkların cihaddan kaçma hususundaki hallerini ortaya koyunca, peygamber ve ona iman edenlerin durumlarının, bunlarınkine benzemediğini beyân buyurmuştur. Çünkü, Hazret-i Peygamber ve iman edenfer, Allah'ın rızasını talep ve O'na yaklaşma hususunda mallarını ve canlarını harcamışlardır. Cenâb-ı Hakk'ın, bu ayete lâkin edatıyla başlamasının hikmeti de şudur: Bu, "O münafıklar, savaşa katılmaktan geri dururlarsa, o savaşa, onlardan daha hayırlı, niyyeî ve itikad bakımından daha samimi ve ihlaslı olanlar katılmışlardır" demektir. Bu tıpkı. "Şimdi bunlar bunları tanımayıp da kâfir olurlarsa, biz ona, bunu inkâr etmeyen bir kavmi vekîl kılmişızdır" (En'am, 69) ve "Eğer kibirlenmek isterlerse, Rabbinin nezdinde bulunan melekler hiç usanmadan gece gündüz O'nu tesbih ve takdis ederler" (Fussilet, 38) ayetleri gibidir. Cenâb-ı Hak onları, çabucak cihada koşmakla vasfedince, onların elde edeceği fayda ve menfaatları da beyan etmiş olup, bunlar şunlardır: 1) Cenâb-ı Hakk'ın, "Bütün hayırlar onlarındır" ayetinin ifade ettiği husus. Bil ki hayrat lafzı, mutlak olarak zikredildiği için, her iki dünyanın hayır ve menfaatlerini de içine alır. "İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır" (Rahman, 70) ayetinden dolayı, bu kelimenin, huriler anlamına geldiği de söylenmiştir. 2) "Onlar umduklarına kavuşanların ta kendileridir" ayetinin ifade ettiği husustur. Buna göre, Cenâb-ı Hakk'ın buyruğu ile ilahi mükâfaat, buyruğu ile de ikab ve azabtan kurtuluş kastedilmiştir 3)Allah onlar için kendileri. içinde ebedî kalıcı olmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırladı" ayetinin ifade ettiği husustur. Bu ayette bulunan cennat lafzının, hayrat ve müflihûn lafızlarının tefsiri olması muhtemel olduğu gibi, hayrat ve müflihûn lafızlarının savaş, ikram, servet, güç, kuvvet ve üstün gelme gibi dünya menfaatleri; cennât lafzının da, ahiret mükâfaatı manasına gelmesi de muhtemeldir. Cenâb-ı Hak, 'İşte bu, en büyük saadettir" buyurmuştur. Bu, o halin, yüce bir mertebe ve yüksek bir derece olduğunu ifade eder. |
﴾ 89 ﴿