108

"De ki: "İşte bu, benim yolumdur. Ben, bir basiret üzere, Allah'a davet ediyorum. Ben de bana tabî olanlar da (böyleyiz). Allah'ı tenzih ederim. Ben müşriklerden değilim".

Müfessirler şöyle demişlerdir: "Bu, "Ey Muhammed, onlara de ki: "Kendisine davet ettiğim bu yol, üzerinde olduğum, kendi yolum, kendi sünnetim ve kendi minhâcırndır" demektir. Din, "yol" olarak ifâde edilmiştir. Çünkü din, sevaba götüren bir yoldur. Bu ayetin bir benzeri de, "Rabbinin yoluna hikmet ile davet et" (Nahl, 125) ayetidir.

Bil ki, "sebil" kelimesi lügatte "yol" manasınadır. Araplar, inançları, insanın üzerinde yürüyüp cennete gideceği yola benzettiler. Binaenaleyh ayet, "Ben, bir basirete, yani bir hüccet ve delile dayanarak, sizleri Allah'a davet ediyorum. Bana tabî olanlar da, benim sünnetime, siretime ve yoluma davet ederler. Bana uyanların sîreti, gidişatı da, Allah'a davet etmektir" manasınadır. Zira delil ileri sürüp de, ortaya atılan şüphelere cevap veren her mü'min, gücü nisbetinde Allah'a davet etmiş olur ki, bu da, Allah'a davetin ancak bu şart ile, yani söylenilen şeyde bir basiret, bir hidayet ve bir yakın üzere olması şartı ile güzel olur. Eğer böyle olmazsa, bu sırf bir aldatmaca olur. Nitekim Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Alimler, resullerin insanları davet ettikleri şeyi öğrenip muhafaza etmiş oldukları için, Allah'ın kulları üzerinde peygamberlerin emin (güvenilir) adamlarıdır" demiştir. Ayetteki bu ifadenin, (......) kısmında tamamlandığı ve söze tekrar, (......) diye başlandığı, "Sübhânallah" (Allah'ı tenzih ederim) sözünün de "Bu benim yolumdur" ifadesi üzerine atfedildiği de söylenmiştir. Buna göre ayetin manası: "De ki: "Bu benim yolumdur" De ki: "Allah'ı, müşriklerin söylediği şeylerden tenzîh ve takdis ederim. Ben, Allah'ın yanında, onun zıddı, dengi, eşi ve çocuğu bulunduğunu söyleyen müşriklerden değilim" şeklindedir. Bu ayet, kelam ilminin ve akaidin, peygamberlerin sanatı ve ilmi olduğuna ve Allahü teâlâ'nın peygamberleri, ancak bunun için gönderdiğine delâlet eder.

108 ﴿