RA'D SÛRESİRa'd Sûresi, "O kâfirler, Allah'ın vaadi gelinceye kadar. kendi yaptıkları yüzünden ya ansızın başlarına gelecek büyük belâ çatıp duracak.-." (Ra'd, 31) ile "ve nezdinde kitab ilmi bulunanlar dahi..." (Ra'd, 43) ayetleri hariç, Mekkî olup. (43) ayettir. Ebu Bekr el-Esamm, "Bir Kuran ki. eğer onunla dağlar yürütülseydi" (Ra'd, 31) ayeti hariç, bu sûrenin tamamının icmâ ile Medenî söylemiştir. Huruf-i Mukatta’a 1"Elif, lâm, mim, râ... Bunlar kitabın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen (bu Kur'an) haktır. Fakat insanların çoğu inanmazlar" Bil ki bu, bu lafızlar, yani huruf-i mukattaalar hakkında daha önce açıklama yapmıştık. İbn Abbas (radıyallahü anh), bunun manasının,,"Ben Allah'ım, en iyi bilenim"; Atâ'nın rivayetine göre ise, Ben Allah; Rahman olan Melik'im" şeklinde olduğunu söylemiştir. Ebu Amr, Kisâî ve diğer kıraat alimleri burayı imâle ile okurken, bir grup kıraat imamı da, tefhîm ile okumuşlardır ki, Âsim da bunlardandır. Ayetteki tilke kelimesi "Elif, lâm, mîm, râ" ismi verilen bu sûrenin ayetlerine bir işarettir. Daha sonra Cenâb-ı Hak, bunların, o kitabın ayetleri olduğunu söylemiştir. O kitap ise, onu kendisine indirmek ve ebediyyen baki kılmak suretiyle, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vermiş olduğu kitaptır. Kıyas Hakkındaki Hüküm (......) ifâdesi, mübtedâ, (......) kelimesi de onun haberidir. Bazı alimler, kıyası reddetme hususunda bu ayete tutunarak şöyle demişlerdir: yas ile elde edilen hüküm, Allah katından gelmiş olan hüküm değildir. Aksi atde Cenâb-ı Hakk'ın, "Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin kendileridir" (Maide, 44) ayetinden dolayı, onunla hükmetmeyen kâfir olurdu. Halbuki, kıyas ile hükmetmeyenin küfre nisbet edilmeyeceği icmâ ile sabittir. Böylece kıyas ile sabit olan o hükmün, Allah katından gelmemiş olduğu sabit olmuş olur. Durum böyle olunca da, kıyas ile sabit olan hükmün hak olmaması gerekir. Zira Cenâb-ı Hakk'ın "Sana Rabbinden indirilen (bu Kur'an) haktır" buyruğu, "hakkın, sadece "Allah'ın indirdiği şey" olmasını iktizâ eder. Binâenaleyh, Allah'ın indirmediği her şeyin, "hakk" olmaması gerekir. O, "hakk" olmayınca da, Cenâb-ı Hakk'ın, "Artık haktan sonra sapıklıktan başka ne kalır?" (Yunus. 32) buyruğundan ötürü, batıl olması gerekir." Kıyası kabul edenler ise buna şu şekilde cevap vermişlerdir: "Kıyas ile sabit olan hüküm de, Allah katından inmiş bir hükümdür. Çünkü Cenâb-ı Hak, kıyas ile amel etmeyi emredince, kıyasın delâlet ettiği o hüküm de, Allah katından İnmiş bir hüküm olur. Hak teâlâ, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e indirilen o şeyin, Kur'ân'ın hak olduğunu belirtince, bir zecr ve tehdit olsun diye de, insanların pekçoğunun ona iman etmeyeceklerini de beyan etmiştir. |
﴾ 1 ﴿