20

"Ya üzerinde, Allah'ın fazlı ve rahmeti olmasaydı... Ya gerçekten Allah rahman ve rahim olmasaydı (haliniz nice olurdu)".

Bu hususta şu izahlar yapılmıştır:

1) Bu ifadenin cevabı mahzuftur. Cenab-ı Hak sanki, "Eğer böyle olmasaydı, helak olurdunuz, yahut Allah size azab eder ve kökünüzü kazırdı. Fakat O ra'uf ve rahimdir" demek istemiştir. İbn Abbas (radıyallahü anh), bu ayetin Hassan, Mistah ve Hamne'ye bir hitab olduğunu söylemiştir. Ayetin, hitabının bütün müminlere, genel olmasıda mümkündür.

2) Bunun cevabı, bundan sonra gelen ayetteki, "içinizden hiçbiriniz ebediyyen temize çıkmazdı" ifadesidir.

3) Bunun cevabı, "Hiç şüphesiz o zaman, fuhuş (kötü söz) yayılır ve zarar büyürdü" şeklindedir. Bu, Ebu Müslim'in görüşüdür. Doğruya en yakın olan, bunun cevabının mahzûf olmasıdır. Çünkü Hak teâlâ'nın daha sonraki, "Eğer üzerin Allah'ın fazl-u rahmeti olmasaydı, içinizden hiçbiriniz ebediyyen temize çıkmazdı" (nur, 21) ayeti, sanki birincisinden yani bu ayetten ayrı gibidir. Dolayısıyla bunun, o araya başka bir söz girmişse, birincisinin cevabı olması gerekmez. Buna ayetten kastedilen mana, "Eğer Cenâb-ı Hakk'ın, geriye bırakmak zaman tanımak, telafi etmek imkânı verme gibi nimetleri olmasaydı, onlar helak olurlardı. Fakat o re'fet ve merhametinden ötürü, insan kendi aleyhine suç işlese dahi, insan için uygun olanını yapmayı geri bırakmaz" şeklindedir.

Dokuzuncu Nevi Emir: Şeytana Uymayın

Dokuzuncu çeşit: Hak teâlâ'nın şu ayetinde ifade ettiği husustur:

20 ﴿