58"Lût'a da (peygamberlik) vermiştik. O zaman kavmine şöyle demişti: "Siz, gözünüz göre göre hâlâ o kötülüğü yapacak mısınız? Gerçekten kadınları bırakıp da, şehvetle erkeklere mi yanaşacaksınız? Hayır, hayır, siz beyinsizlikte devam eden bir kavimsiniz." Buna karşı kavminin cevabı ancak, "Lût hanedanını memleketinizden çıkarın, çünkü onlar (bize uymayıp) temizlik gayretinde olan insanlardır" demek oldu. Bunun üzerine biz de, hem onu, hem geri kalanlardan olmasını takdir ettiğimiz karısı dışındaki bütün ailesini kurtardık. Onların üstüne öyle bir yağmur yağdırdık ki... Ne kötü İdi, inzar edilenlerin o yağmuru". 4. Hazret-i Lût (aleyhisselâm)'un Kıssası Keşşâf sahibi şöyle der: "Bu ayetin başındaki "Lût" kelimesi, ya mukadder bir "hatırla" fiili ile, yahut (Neml, 45) ayetinin delalet ettiği mahzûf bir erselnâ fiili ile (mef'ul olarak) mansubtur. Bundan sonraki İz edatı, birinci ihtimale göre bedel, ikinciye göre zarftır. Ayetteki, "O kötülüğü yapacak mısınız?" ifadesi, her nekadar başında istifham (soru) edatı varsa da, bu işin nahoş olduğunu gösteren bir tarzdadır. Çünkü bu gibi üslûb ile, azarlamak ve tenkid etmek, genelde daha beliğ ve daha etkilidir. Ayetteki, "gözünüz göre göre" ifadesi ile ilgili olarak şu izahlar yapılmıştır: 1) Onlar, bu işi önemsemeyerek, bu işin yapılmasından kendilerini tenzih etmiyor ve saklama gereği duymuyorlardı ki, işte bu, bu fiilin çirkinliğinin sebeplerinden birisidir. Bundan dolayı Cenâb-ı Hak, bu kötülüğünü anlatmak için onlara bunun ne kadar fena birşey olduğunu gösteren bir ifade kullanmıştır. 2) Buradaki görme ile, kalbin görmesi ve düşünmesi kastedilmiştir, yani, "Sizler bunun, daha önce hiç kimsenin yapmadığı bir kötülük olduğunu ve Allahü teâlâ'nın erkeği erkek için yaratmamış olduğunu biliyorsunuz. O halde, yaptığınız bu çirkin iş, Allah'ın yaratış hikmetlerine ters bir davranıştır" demektir. 3) Bu, "Sizler, sizden önceki âsilerin - günahkârların başlarına gelenleri ve hallerini görüp biliyorsunuz" demektir. Buna göre eğer sen "Bu ifadeden sonra, "Siz beyinsizlikte devam eden bir kavimsiniz" ifadesi bulunduğu halde, ayetteki "göre göre" ifadesini, "bile bile" manasına alıyorsun. Çünkü onlar aynı anda hem bilenler, hem beyinsizler olamazlar" dersen, ben derim ki: "Cenâb-ı Hak bu ifadesi ile, "Sizler, onun'bir fuhuş (kötülük) olduğunu bile bile, bir kötülük olduğunu bilmeyenler gibi davranıyorsunuz" manasını, yahut, "sizler bu işin neticesini bilmiyorsunuz" manasını kastetmiştir. Yahut Cenâb-ı Hak, ayetteki cehalet ile, beyinsizliği ve onların sürdürmekte oldukları o cinayeti kastetmiştir. Daha sonra onların cehaletlerini, o söze uygun olmayan bir şekilde cevap verdiklerini göstermek suretiyle ortaya koyarak şöyle demiştir: "Buna karşı kavminin cevabı ancak, "Lût hanedanını memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar temizlik gayretinde olan insanlardır" demek oldu." Böylece onlar, onların çıkartılma sebebini, bu kötü fiilden uzak ve temiz kalmak isteyişleri olarak göstermişlerdir. Halbuki bu, onları ödüllendirme ve hürmet etme sebebi sayılmalıydı. Fakat müfessirler, onların bu sözü, istihza için söylediklerini ileri sürmüşlerdir. (Yani temizlik taslayan, "sözüm ona temiz" kimseler olduklarını söylemişlerdir.) Daha sonra Cenâb-ı Hak, Hazret-i Lût (aleyhisselâm)'u ve o hanımı dışındaki bütün ailesini kurtardığını, diğerlerini ise helak ettiğini bildirmiştir. Bütün bu hususlar, daha önce genişçe ele alınmıştı. Allah en iyi bilendir. Bu sûredeki kıssalar burada sona erdi. Allah'u a'lem. Cenâb-ı Hakkın Hazret-i Muhammet (sallallahü aleyhi ve sellem)'e Hitabı |
﴾ 58 ﴿