2

"Allah'ın İnsanlara açacağı herhangi bir rahmeti tutacak, (hapsedecek) hiçbir kuvvet yoktur. Tutacağı şeyi de, O'ndan sonra salıverecek yoktur. O, mutlak gâlib, hüküm ve hikmet sahibidir".

Cenâb-ı Hak, kudretinin mükemmel oluşunu beyan edince, meşîetinin ve emrinin geçerliliğini de beyan etmek üzere böyle buyurmuştur. Yani, "Eğer Allah merhamet ederse, buna karşı çıkacak hiçbir güç yoktur. Eğer merhamet etmezse, O'nu buna sevkedecek güç ve kuvvet de yoktur" demektir.

Ayette, Allah'ın rahmetinin gazabını geçmiş olduğuna şu bakımlardan delil vardır:

1) Takdim cihetinden... "Çünkü Cenâb-ı Hak, rahmet kapılarının açıldığını, öncelikle belirtmiştir." Bu madde her ne kadar tutarsız ise de, ancak ne var ki bu da, tercih sebeplerinden olabilir.

2) Cenâb-ı Hak, ilkin zamiri müennes getirerek, buyurmuştur. Bunun, Arapça açısından, şeklinde getirilmesi ve yine 'ya.raci kılınması mümkün idi. Ancak ne var ki Allahü teâlâ açılan şeyin rahmet kapıları olduğu; rahmetini tutacak bir kuvvetin bulunmadığı anlaşılsın diye, lehâ buyurmuştur. O halde bu demektir ki, onun rahmeti merhamet ettiklerime ulaşacaktır. Ama, rahmetini tuttuğunu belirtirken İse, müzekker zamir ile buyurmuş, lehâ dememiş ve "rahmetini salıveren" demek suretiyle, bunu açıkça ifâde etmemiş, tam aksine, onu, gönderilmeyen şeyin rahmetinden başka bir şey de olması muhtemel olan bir lafızla zikretmiştir. Çünkü, "Tutacağı şeyi de..." ifadesi, bir beyân vebir tahsis olmaksızın, genel bir ifâdedir. Halbuki O'nun,

"Allah'ın insanlara açacağı herhangi bir rahmeti..." ifadesi ise,vnususî ve açık bir ifâdedir.

3) Ayetteki, "Allah'tan sonra" manasında olan, tabiridir. Cenab-ı Hak, burada bir istisna yapmış ve "Allah'tan başka salıverecek yoktur" buyurmuştur. Böylece de, o rahmet o kimseye, salıverilerek inmiştir. Ama, rahmetini alıkoymasından bahsederken de, "Onu tutan yoktur, engelleyen yoktur" demiş, "Allah'tan başka..." kaydını koymamıştır. Çünkü Allah'ın rahmeti geldiğinde, katkmaz. Zira Allah'ın, ahirette kendisine merhamet ettiği kimseye, o rahmetten sonra ne Allah ne de başkası azâb etmez. Ama Allah'ın azâb ettiği kimseye, meselâ iman ehlinin fâsık kimseleri gibi, o azâbtan sonra, yine Allah ona merhamet eder.

Daha sonra Cenâb-ı Hak, "Şüphe yok ki Allah azîz, yani kudreti kâmil; hakim, yani, ilmi kâmil olandır.." buyurmuştur.

Rezzak O'dur

2 ﴿