KAMER SÛRESİ

Bu sûre elli beş ayet olup, Mekkidir.

1

"O saat yaklaştı ve ay ikiye ayrıldı".

Bu sûrenin başı, bir önceki sûrenin sonu ile, yani "Yaklaşan yakiaşt" ayeti ile yakın bir ve münasebet içinde olup, buna göre Hak teâlâ, burada bu hususa ait delili yeniden ele almış ve "Ben, "yaklaşan yaklaştı" dedim. Bu gerçektir. Çünkü ay ikiye ayrılmıştır" buyurmuştur.

Ayın Yarılması

Müfessirlerin tamamı bu ayetle, ayın yarıldığı ve bu yarılmanın onda bizzat meydana geldiği manasının kastedildiği kanaatindedirler ki rivayetler de "Inşikak-ı kamer" hadisesinin olduğuna delâlet etmektedir. Sahih-i Buharî'de sahabeden bazılarının rivayet ettiği meşhur bir haber vardır: Onlar şöyle demişlerdir. "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den mucize olarak, bizzat ayın yarılması mucizesi istendi. O da Rabbinden böyle bir İstekte bulundu. Allah ayı ikiye böldü. Böylece iş olup bitti". Bazı müfessirler de, ayetin bu ifadesi ile, ayın ileride varılacağı" manasının kastedildiğini söylemişlerdir ki bu uzak bir ihtimal olup, manasız bir şeydir. Çünkü bu karşı fikri savunan felsefecilerdir ve bunun, geçmişte de, gelecekte de olamayacağını söylemişlerdir. Bunun olabileceğini savunanların, te'vile ihtiyaçları yoktur. Olamayacağı fikrine sahib olanlar, yarılma işinin korkunç bir şey olmasından; meydana gelmesi halinde de yeryüzünün her tarafından görülmesi gerektiğinden; dolayısıyla ilgili haberlerin tevatür derecesine ulaşması gerektiğinden (halbuki böyle olmadığından) ötürü bu kanaata varmışlardır.

Bu deriz ki: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Kur'ân ile meydan okuyup, buna karşılık müşrikler, "Kur'ân'dan daha fasihini getiririz" deyip, bunu başaramayınca, Kur'an, kıyamete kadar, başka bir mucizeye gerek kalmadan, devam eden bir mucize olmuştur. Ama âlimler Kur'ân'ın böyle mucize oluşunu da mütevatir derecesine varacak şekilde nakletmemişlerdir. Tarihçilere gelince, onlar da bu hâdiseyi nakletmemişlerdir.

Çünkü tarihleri genelde, müneccimler kullanır. Binâenaleyh bu hâdise meydana gelince, müneccimler, "Bu, ayın tutulması ve bir başka yerde ayın yarısı gibi, uzayda meydana gelen başka bir görüntüsünün ortaya çıkması gibi birşey" diyerek, bunu tarihlerinde fevkalâde bir hadise olarak nakletmemişlerdir. Halbuki Kur'ân en ileri delildir ve bunu isbat eden en güçlü delildir. Bunun mümkün olduğunda şüphe yoktur. Doğru haberci (muhbir-i sadık) olan peygamber bunun olduğunu bildirmiştir. Binâenaleyh olduğuna seksiz inanmak gerekir. Ayın yarılıp, sonra yeniden bitişip eski haline gelmesinin imkânsız olduğunu söylemek, tenkidcilerin kınayıcıların sözüdür. Göklerin yarılıp, harap edilebileceği sabittir ve bunu defalarca anlattık. Dolayısıyla tekrar etmiyorum.

Mucizelerden Yüzçevirmeleri

1 ﴿