4

"Fakat kim bunu bulamazsa, birbiriyle temas etmezden evvel, fasılasız iki ay oruç tutsun. Kim, buna da güç yetiremezse, altmış yoksulu doyursun. Bu hafifletme Allah ve peygamberine iman etmekte olduğunuz içindir.. Bunlar Allah'ın sınırlandır. Kâfirler içinse, elem verici bir azâb vardır".

Ayet-i kerime, bu orucun peş peşe tutulmasının bir şart olduğuna delâlet eder. Allahü teâlâ, köle azâd etme ve oruç hususunda, bunların cinsî münasebetten önce bulunması gerektiğini belirtmiştir. Sonra da, "kim buna güç yetiremezse, o, altmış yoksulu doyursun" buyurmuştur. Ama, bu doyurma işinin, cinsî münasebetten önce olması gerektiği hususunu zikretmemiştir. Fakat, bu iş de, icmâ'ın delaletiyle, ilk ikisi gibi (cinsî münasebetten) önce olmalıdır. Bu ayetle ilgili fıkhı meseleler çok olup, fıkıh kitaplarında zikredilmiştir.

Cenâb-ı Hak, "Bu (hafifletme), Allah ve peygamberine iman etmekte olduğunuz içindir. Bunlar, Allah'ın sınırlandır. Kâfirler içinse, elem verici bir azâb vardır" buyurmuştur. Ayetin başındaki ile ilgili, iki görüş vardır:

1) Zeccâc, "Bu, ref mahallindedir ve "Koyduğumuz bu hükümlerin farz kılınışı..." anlamındadır" demiştir.

2) Bu, "Bizim bu izahı yapmamız ve bu ahkâmı öğretmemiz, sizin, şeriatıyla amel etme hususunda Allah ve Resulünü tasdik etmemiz; zıhârı en güçlü boşanma şekli kılma biçimindeki câhiliyye adetine devam etmemiz içindir..." demektir.

Bu ifadeyle ilgili birkaç mesele vardır:

Birinci Mesele

Mu'tezile, ayetteki "iman etmekte olduğunuz için..." ifâdesini, Allah'ın fiillerini gaye ve sebeplere bağlı olduğu ve O'nun gayesinin ise, mü'minlerin Allah'a iman edip, daha önce bulundukları câhüiyye dönemindeki küfür halinde bulunmamaları olduğuna delâlet ettiği hususunda hüccet getirmişlerdir. Bu da, Allahü teâlâ'nın, onlardan imam ve küfür etmemeyi murad ettiğine delâlet eder.

İkinci Mesele

Ameli imandan addeden kimse, bu ayetle İstidlal etmiş ve "Allahü teâlâ onlara bu amelleri emretmiş ve onlara bunları bu amelleri yapmak suretiyle mü'min olmaları için, emrettiğini beyan etmiştir. Binâenaleyh, ayet-i kerime, amelin imandan bir cüz olduğuna delâlet eder" demiştir. Bunu kabul etmeyenler ise, "Allahü teâlâ, "Bu, bu şeyleri yapmak suretiyle, Allah'a iman etmiş olmanız içindir.." dememiştir. Biz, bunun manasının, "Bu, bu hükümleri kabul etmek içindir..." şeklinde olduğunu söylüyoruz. Sonra, Cenâb-ı Hakk, bu kimseler için tâatın gerekli olduğunu tekîdle beyân ederek, "Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kâfirler içinse, yani bunları İnkâr eden ve yalanlayan kimseler içinse, elem verici bir azâb vardır" buyurmuştur" der..

Resule Karşı Çıkanların Sonu

4 ﴿