5"Allah'ı ve Peygamberine muhalefet etmekte olanlar, kendilerinden evvelkilerin uğradıkları zillet gibi zillete uğratılmışlardır. Halbuki biz, açık açık ayetler indirmişizdir. Kâfirlere, hor hakir kılıcı bir azâb vardır". Bu ayetle ilgili iki mesele bulunmaktadır: Ayetteki, (......) kelimesiyle ilgili iki görüş vardır: 1) Müberred, "Bu kelimenin aslı, "önlemek, mâni olmak" anlamındadır. Arapça, kapıcıya "haddad" denilmesi ve rızkı engellenmiş kimse için de "mahdûd" denilmiş olması bu manadan dolayıdır.." demiştir. 2) Ebû Müslim el-İsfehanî de, "Bu, "hadîd-demir" kökünden gelip, "mufâele" veznindedir. Bundan murat, bu ister hakiki manada olsun isterse, demirle yapılan mücadeleye benzetilerek, şiddetli çatışma ve çekişme anlamında olsun, "demirle, kılıçla, silahla karşılık verme" anlamındadır" demiştir. Müfessirler ise, "Bu kelime, düşmanlık yapan, muhalefet eden.." anlamındadır. Bu bazan, Allah'ın dostlarına karş. savaşmak suretiyle olur, bazan da, Allah'ın dinini yalanlama ve ondan men etme biçiminde olur" demişlerdir. "Muhalefet etmekte olanlar" ifadesiyle, münafıklar kastedilmiş olabilir. Çünkü onlar, kâfirlere dostluk besliyor, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in aleyhine, onlara destek veriyorlardı. Bundan dolayı Allah onları zelil kılmıştır. Yine bununla, diğer kâfirlerin kastedilmesi de muhtemeldir. Dolayısıyla, Allahü teâlâ, Resulüne, onların zillete duçar edileceklerini bildirmektedir. Müberred, fiili hakkında, "Allah onu zelil kıldı..." anlamında denilir. Zillete duçar kılınan kimseye, "mekbût" denilir..." demiştir. Sonra Cenâb-ı Hakk, "kendilerinden evvelki peygamber düşmanlarının uğradıkları zillet gibi bir zillete duçar olacaklardır. Halbuki, Allahü teâlâ, bu peygamberin doğruluğuna delâlet eden apaçık ayetler indirmiştir. Bu ayetleri inkâr edenler için, şereflerini ve kibirlerini gideren, onları hor ve hakir kılan bir azâb vardır" buyurmuş, böylece, bu muhalefet edenlerin azabının, dünyada zillet ve horluk hakirlik, ahirette de o şiddetti azâb olduğunu beyân etmiştir. Cenâb-ı Allah daha sonra, bu vaîdi mükemmelleştiren hususu zikredip şöyle buyurmuştur: |
﴾ 5 ﴿