6

"O günde ki Allah onların hepsini diriltecek ve kendilerine neler yaptıklarını haber verecek. Allah (bütün) onları saymış (tesbit etmiş), onlarsa bunu unutmuşlardı. Allah her şeye hakkıyla şâhiddir".

Ayetin başındaki (......) kelimesi, ya fiiliyle, ya da (......) kelimesi ile mansubtur (yani onun zarf-ı zamanıdır) yahut da, mahzûf bir (hatırla) fiili ile mansubtur. Bu, o günün dehşetini göstermek içindir.

Ayetteki, (hepsini) kelimesiyle ilgili iki görüş var:

1) "Hepsini diriltecek, hiçbirini dirilmemiş olarak bırakmayacak" demektir.

2) Bu "Onlar tek bir halde toplanmış oldukları halde, onları diriltecek" demektir.

Cenâb-ı Hakk daha sonra, "ve kendilerine neler yaptıklarını haber verecek" buyurmuştur. Bu haber verme işi, onları utandırmak, kınamak, ayıplamak ve gördüklerinde bir an önce cehenneme atılmalarını temenni edecekleri hallerini teşhir içindir. Çünkü bütün şâhidler seyredenlerin gözü önünde büyük bir horluk onlara gelmiştir.

Ayetteki, "Allah (bütün) onlan saymıştır" ifadesi, "Onların bu amellerinin, kemiyet, keyfiyet, zaman ve mekân gibi bütün hallerini bilir." Çünkü Allahü teâlâ, cüziyyatı (bütün teferruatı) bilir" demektir. Cenâb-ı Hakk daha sonra, "Onlarsa bunu unutmuşlardı" buyurmuştur. Çünkü onlar, bu amelleri önemsemediler, küçümsediler ve gevşek davrandılar ve böylece gerçekten onları unuttular. Halbuki "Allah herşeye hakkıyla şâhiddir". Ona, kesinlikle hiçbir şey gizli kalmaz.

Allah İlmi İle Her Yerde

Hak teâlâ daha sonra herşeyi bilir olduğunu iyice izah etmek için şöyle buyurdu:

6 ﴿