4

"Şüphesiz ki Allah kendi yolunda, birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak savaşanları sever".

Zeyd b. Ali, tâ'nın fethası ile fiili, (çarpışanları) şeklinde okumuştur. Yine bu kelime, (vuruşanlar) şeklinde de okunmuştur ki buna göre mana, "Onlar savaş esnasında kendilerini, adeta birbirine kenetlenmiş bir duvar gibi, dizer, saf-saf dururlar" şeklinde olur, Ferrâ, "marsûs" kelimesinin, rasâs (kurşun) ile birbirine bağlanmış (yani harcı kurşundan olan) bir duvar" manasına olduğunu söylemiştir. Nitekim Arapça'da duvarın taşları, arada hiçbir boşluk kalmamasına, birbirine iyice kenetleşip, tek bir parça halini aldığında, "Duvarı (binayı) iyice-sağlamca yaptım" denilir.

Zeyd ise şöyle der: "Sen, bir şeyi bir şeye ekleyip bitiştirdiğinde, mesela, dersin. O halde, Bass, eşyayı birb'rine bitiştirmek, eklemek ve bağlamak demektir."

İbn Abbas da şöyle demektedir: "Taş taşın üzerine konur, sonra da, bu taşlar küçük taşlar vasıtasıyla birbirlerine bağlanır, derken bunun üzerine hare sökülür ki, işte Mekkeliler bu tür yapıya, merâus - birbirine temellenmiş yapı, adını verirler. Ebû İshâk ise, "Allahü teâlâ, tıpkı birbirine kenetlenmiş bir binanın duruşu gibi, cihaddan azimli ve karartı olan ve bulunduğu yeri hiç terketmeyen kimseleri sevdiğini bildirmiştir" der. O, sözüne devamla şöyle der: "Bu ifade ile, onların, düşmanlarıyla harbetmeleri hususunda yekvücut olmalarının ve tıpkı, birbirine kenetlenmiş bir bina gibi, birbirlerini sevip desteklemelerinin kastedilmiş olması da mümkündür."

Bu misalin, orada sabit kadem kalmayı belirtmek için getirilmiş olduğu da ileri sürülmüştür. Yani, "İman etmiş kimseler, saf bağladıklarında, adeta yerine çakılmış ve birbirine kenetlenmiş bir bina gibi, orada sabit kadem olurlar" demektir. Bu ayette, yaya olarak savaşmanın yerinde ve faziletli olduğuna bir delâlet olduğu da ileri sürülmüştür. Çünkü Araplar bu şekilde saf saf oluyorlar (ve savaşıyorlardı).

Muhabbet, zahiren şu iki manaya gelebilir:

a) Cenâb-ı Hakk'ın, mahlûkattan razı olması.

b) Yaptıkları şeylerden ötürü onları övmesi..

Sonra, bu ayetin, kendinden önceki, yani, Cenâb-ı Hakk'ın, "Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah indinde büyük bir buğz sebebi oldu" (Saff, 3) ifâdesiyle münasebetinin izahı şudur: O ayet (Saff,3), savaşa karşı çıkanları kınayan ayettir. Ki bunlar, savaşmayı vadedip de savaşmayan kimselerdir. Bu ayet ise, savaşmaya muvafakat edenleri öven bir ayettir. Ki bunlar da, Allah yolunda savaşan ve bu konuda herşeyi yapan kimselerdir.

Peygambere Eziyetin Vebali

4 ﴿