11"Allah kâfirlere, Nuh'un karısı ile Lût'un kansım misal olarak gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki iyi kulun nikâhı altında idiler. Böyle iken hainlik ittiler de, o iki koca, onları Allah'ın azabından hiçbir şekilde kurtaramadılar. (O iki kadına), "Ateşe girenlerle beraber, siz de girin" denildi. Allah iman edenlere de, Firavun'un karısını misal olarak gösterdi. Hani o kadın, "Ya Rabbi, bana katında, cennet içinde bir ev yap. Beni Firavun'dan ve onun amellerinden kurtar. Beni, o zâlimler güruhundan kurtar" demişti". Ayetteki, "Allah ... misal olarak gösterdi" ifadesi, "Allah bunların hallerini, bir temsil ile anlattı" demektir. Çünkü onlar, küfürlerinden ve mü'minlere olan düşmanlıklarından ötürü, korumasız ve sahipsiz, kendileri gibilerine verilen ceza ile cezalandırıldılar. Kendileriyle o peygamberler arasında bulunan akrabalık, o peygamberlere düşman oldukları; Allah katından getirdikleri şeylerde peygamberleri inkâr edip, bu inkârda ısrar ettikleri için, kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir. Nûh (aleyhisselâm) İle Lût (aleyhisselâm)'ın Eşleri Nuh'un ve Lût'un hanımlarının durumundaki gibi, kâfirle birlikte yaşayan mü'min. peygamber bile olsa, Hak teâlâ, bunlar arasında herhangi bir bağın bulunmadığını ve bu akrabalığı, her şeyden uzak saydığını, buna itibar etmediğini belirtmiştir. Çünkü bu iki kadın, o peygamberlere (iman etmemek suretiyle), hainlik edince, bu peygamberler, onların başına gelen azablan onlardan savuşturamamışlardır ve üstelik bu kadınlara, ahiret gününde de, "(Haydi) ateşe girenlerle beraber siz de girin" denilecektir. Firavun'un Eşi Âsiye (radıyallahü anha) Daha sonra Cenâb-ı Hakk, Firavun'un hanımının halini ve bir Allah düşmanı zalimin zevcesi olmasına rağmen, Allah katındaki mertebesini, Imrân'ın hanımı, dünya ve ahirette kendisine yapılan ikramı, kavmi kâfir olmasına rağmen, zamanının kadınlarından faziletli kılınması gibi durumlarını anlatarak, müslümanların, kâfirlerle ilgi kurmalarında, bu ilginin müslümana zarar vermeyeceğini beyan buyurmuştur Bu iki misalin zımnında, mü'minlerin annesi olan iki kadına, yani Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in iki hanımı olan, Hazret-i Hafsa ve Hazret-i Aişe'ye, kendilerinden sadır olan ve sûrenin başında anlatılan kusurdan ötürü, bir tariz vardır ve bunlar için bu misalde kâfirlere yer verilip, Firavun'un hanımı olan Âsiye bint Muzâhim'in misal olarak getirilmesinden ötürü, bunları en sert ve ağır bir biçimde bir sakındırma vardır. Âsiye'nin, Hazret-i Musa (aleyhisselâm)'nın halası (babasının kız kardeşi) olduğu; Musa (aleyhisselâm)'nın asasını atıp, sihirbazların asasını, bu asanın yuttuğunu duyduğu zaman iman ettiği; Hravun'un ona, bu imanı sebebiyle çok ağtr işkenceler yaptığı da rivayet edilmiştir. Meselâ Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den, Firavun'un dört kazık çaktırıp, bu kadını, kazıklara çivileterek, güneş altında bıraktığı; üzerine de büyük bir taş koyduğu; bunun üzerine tadının, "Ya Rabbi, beni Firavun'dan kurtar" dediği; böylece ruhunun cennete yükselip, o taşın, onun ruhsuz cesedi üzerinde kalakaldığı rivayet edilmiştir. Hasan îl-Basri de, Cenâb-ı Hakk'ın bu kadını, dilediği gibi yiyip-içmek üzere cennete yükselttiğini söylemiştir. Şu da söylenmiştir: "Bu kadın, "Ya Rabbi, bana, katında, cennet içinde bir ev yap" dediğinde, cennette kendisi için yapılan evini görmüştür. ev tek bir incidendir." Bunun nasıl ve ne olduğunu en iyi bilen Allah'tır. Bu ayetlerle ilgili birkaç bahis vardır: Birinci Bahis: Ayette, "Kullarımızdan..."denilmesinin hikmeti nedi? Deriz ki: tu, şu iki şekilde izah edilebilir: a) Bu, daha evvel de geçtiği gibi bunlar için bir ta'zim ve kıymet ifadesidir. b) Cenâb-ı Hakk nezdinde, bir kimsenin, başkasına üstünlüğünün, ancak üstün olanın salih olmasıyla mümkün olmasından dolayı, bu kimselerin, bu manada kul olduklarını ortaya koymak için, böyle buyurulmuştur. İkinci Bahis: Bu iki kadının hainlikleri ne manayadır? Deriz ki: Bunların münafık olup, küfürlerini saklamaları ve o iki peygamberin aleyhine benzeri hain gayeler gütmeleri manasınadır Meselâ Nuh'un karısı, kavmine, "O delidir" demiş; Lût'un karısı da, Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm)'in misafirlerinin gelişini kavmine haber vermiştir. Yoksa bu iki kadının, zina fiilinde bulunarak, kocalarına hainlik yaptıkları söylenemez. İbn Abbas (radıyallahü anh)'dan, "Hiçbir peygamber hanımı zina etmemiştir" diye rivayet edilmiştir. Bunların hainliklerinin, dinî bakımdan olduğu söylenmiştir. Üçüncü Bahis: Ayette, "katında, cennet içinde" şeklinde iki ifadenin birlikte zikredilmesinin hikmeti nedir? Deriz ki: Bu kadıncağız, Önce Allah'ın rahmetine yaklaşmayı istemiş, sonra da "cennet içinde" demek suretiyle, yakınlığın yerini belirlemiş ve Arş'a daha yakın olan, cennetü'l-me'vâ'daki derecesinin yüksek olmasını istemiştir. |
﴾ 11 ﴿